Yıl: 2017 Sayı: 8Ücretsiz

Göreve geldiğimiz günden itibaren HAY-KOOP’un geleceğiyle ilgili birçok konuda önemlimesafeler kat ettik. Bundan sonrada hızlı bir şekilde bu ilerleyişimizi sürdüreceğiz. Net olarak görüyor ve yaşıyoruz ki, başarılı ya da başarısız olmamız konusunda kooperatifimizi birinci derece de etkileyen en önemli unsur, üyelerimizin işlerine olan ilgi,alaka ve gösterdikleri özendir. Yaptığınız işe karşı ilginiz, bilginiz ve sevginiz yoksabaşarılı olma şansınız da zaten yoktur. Bilgi dışarıdan da sağlanabilir, ancak sevgi veözen tamamen şahıslara kalmış bir durum. Dışarıdan birisinin size bunları enjekte etmeşansı yoktur. Bu çerçevede sizlerden işinize gereken önemi ve samimiyeti göstermenizi bekliyorum. Bir yerde sorun varsa bunu çözmek bizim işimiz. Görevi teslim aldığımız günden itibarendilek, öneri ve şikayetlerinizle ilgili birçok e-posta aldım ve tümünü ilgili birimlerimizeaktararak sorunlar üzerine profesyonelce eğildik. Sonuçta kuralları bizler belirliyoruz,ortaya çıkan problemleri mevzuata bağlamak veya sığınmak bir çözüm değildir. Alınan kararlarda şu ana kadar yapılan birçok değişiklik sizden gelen fikirler ışığındagerçekleştirilmiştir. Sahada olan ve sorunları bizzat yaşayanlar sizlersiniz. Bu çerçevedesizlerin sorunlarına çözüm üretebilmek bizleri de son derece mutlu etmektedir. Süreklikendini güncelleyen ve yenileyen, gelişmelere hızlı uyum sağlamaya yönelik bir yönetimanlayışından yana tavrımızı oluşturmuş ve uygulama yönünde karar almış durumdayız.Geçmişteki yöneticilik anlayışından çok uzak, atıl olmayan çözüm odaklı bir anlayışıyönetim kurulumuz olarak benimsiyor ve uyguluyoruz. Rekabetin doludizgin gittiği günümüzde üyelerimizin ve müşterilerimizin memnuniyetineönem veren bir yaklaşımla çalışan bizler; tedarik zinciri çözümleri, proje taşımacılığı,depo hizmetleri, paketleme, elleçleme ve gümrükleme gibi hizmetleri HAY-KOOP olarakteknolojinin son imkanlarından faydalanarak gerçekleştirmekteyiz. Sadece taşımacılıkyapan geleneksel bir lojistik firması değil, yenilikçi, taşımacılık yönetimi çözümlerindeuzmanlaşmış, dünya çapında bir lojistik kooperatifi olma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. Sunduğumuz lojistik ve teknolojik çözümlerle, müşterilerimizin tedarik süreçlerini her aşamasında kontrol etmelerini sağlıyoruz. Lojistiğin geleceğinde teknolojinin vazgeçilmez olduğunun farkında olarak hareket ediyoruz. Bu konuda kendi teknolojik alt yapımızı kurarak, uzman ekiplerle çalışıyor vesektörümüzü geleceğe taşıyacak yenilikçi çözümler üretiyoruz. Proje taşımacılığı özelindehizmet veren ve bu alana yatırım yapan kooperatifimiz bir taraftan da öz mal varlığınıartırmaktadır. Yakın bir tarihte kendi mülkümüz olan ve Maltepe’de bulunan arazimizin altyapısını bitirerek garaj ve depo olarak hizmete açacağız. HAY-KOOP gerçekleştirdiği operasyonlar da müşterilerin ihtiyaçlarına uygun çözümlersunan, verdiği hizmetin kalitesinden ve müşteri memnuniyetinden ödün vermeyenduruşuyla diğer firmalardan belirgin olarak ayrılmaktadır. Her sektörün özel ihtiyaçları ve farklı tedarik zincirleri olduğu gibi, proje taşımacılığının dadeneyim, standart dışı kargo, elleçleme de uzmanlık gibi olmazsa olmaz özel gereksinimleri var. Bu nedenle her müşterimiz için ayrı ayrı, fakat aynı kalitede hizmetvermek durumundayız. HAY-KOOP operasyon departmanımız, zorlu proje taşımalarını,açık yüklemeleri, gabari dışı yüklemeleri ve dökme yük projelerini hayata geçirerek, müşterilerinin memnuniyetini ve güvenini kazanmış bir kurumdur. Sektörde C2, L1, R1veK1 belgelerine sahip bir kuruluşuz. Coşku ve gururla söylemeliyim ki bizler açık araöndeyiz. Sektörümüzde eğitimli, bilgili ve kaliteliyiz. Gerekli ve yeterli donanımı artırırsaklojistik sektöründe bir numara olmak üyelerimizin marifetiyle gerçekleşecektir. Kazasız belasız bol kazançlar ve esenlikler dilerim.

EDİTÖR

HAY-KOOP YÖNETİM KURULU BAŞKANIMETİN ERDOĞAN

BİRLİKTE BAŞARIYORUZ

S.S. HAYDARPAŞA KARAYOLU YÜK TAŞIMA KOOPERATİFİYayın Organıdır.

İmtiyaz Sahibi: METİN ERDOĞANYayın Kurulu: COŞKUN YOLYAPAR. MEHMET BAŞAR, ECEVİT KARTAL, ERHAN İŞLEYEN. SADETTİN KESKİN, MUSTAFA ÜNKAYA

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü:TEOMAN DEVRİM0539 581 11 90teomandevrim@gmail.com

Genel Yayın Yönetmeni:ÖZGÜR COBUTOĞLU0532 421 24 60ozgurcobut@hotmail.com

Katkıda Bulunanlar: ÇETİN ŞAHİN, ENES KARTAL,MURATCAN DEVRİM

Hukuk Danışmanları:Av. M. SUAT KAYIKÇI,Yard. Doç. Dr. ÖMER FARUKDİKER, Av. İLYAS ÇALİK, Av. Y. K. SAVAŞKAN

Adres: Selimiyeİskele CaddesiHAY-KOOP İşMerkezi No: 34Üsküdar İstanbul

Firma:MİLA DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.Baskı: UMAR MATBAASI

LOJİSTİK LIFE MART 2017 İki ayda bir yayınlanır. Ücretsiz dağıtılır. lojistiklife@gmail.com

s4

LOJiSTiK

LIFE

sayfa6

LOJiSTiK

LIFE

04 EDİTÖR: METİN ERDOĞANHAY-KOOP YÖNETİM KURULU BAŞKANI

20 HAY-KOOPPAZARLAMA SERVİSİ

08 ÜSKÜDAR BELEDİYE BAŞKANI HİLMİTÜRKMEN: “İYİ Kİ ÜSKÜDAR VAR!”

04 DÜNYANIN BOR’U TÜRKİYE’DEN ÇIKIYORTAŞIYORUZ

13

16 HAYATA DESTEKİNSANİ YARDIM DERNEĞİ

25 AYSUN KÜÇÜKÇITRAZİŞLEYİŞ DEĞİŞMELİ

32 ŞİRKET HABERLERİ

26 İŞ DÜNYASININ LOJİSTİK SEKTÖRÜNDENBEKLENTİLERİ YÜKSEK

04 TURİZMCİLER (TÜRSAB) MALTEPE’DE28

30 MALTEPE BELEDİYE BAŞKANI ALİ KILIÇTÜRKİYE’NİN YÜKSELEN DEĞERİ MALTEPE

HAY-KOOP Pazarlama MüdürüMehmet Kartal

hayata destekİNSANİ YARDIM

DERNEĞİ

Üsküdar Belediye Başkanı ve

İÇİNDEKİLER

16

20

sayfa7

LOJiSTiK

LIFE

44TEKNOLOJİTESADÜFİ BULUŞLAR

46 TARİHİN TOZLU SAYFALARINDA...

47ECEVİT KARTALİPEK YOLUNDA KARA VE DENİZ YOLU HAKİM...

34İŞ GÜVENLİĞİNDETOPLU KORUMA YÖNTEMLERİ

35 100 BİN KİŞİYE İŞ İMKANI

34SAMANDIRA TIR GARAJITAŞINIYOR

36HAY-KOOP / METİN ERDOĞANÇANAKKALE 1916

38ÜRETİME ‘LOJİSTİK’TEŞVİKİ GELİYOR

39Dr. MEHMET ŞÜKRÜ BAŞARIKUZUN YOL VE UYKU BOZUKLUĞU

35

40NUHOĞLU TEKRAR UND BAŞKANI

41İŞ GÜVENLİK UZMANI OZAN İNAMKARAYOLU TAŞIMACILIĞI ...

42İSTANBULYENİ HAVALİMANI

HAY-KOOP

METİNERDOĞAN

sayf

a 36

ECEVİTKARTAL

sayf

a 4

7

49tiyatro‘Ayrılık’: Bir evlilik ve hayat sorgulaması

Maltepe Belediye Başkanı ve TÜRSABDDD

Dünyanın bor’uTürkiye’deTAŞIYORUZ...HAY-KOOP ve BOR

20

LOJiSTiK

LIFE

iyi ki ÜSKÜDAR var!“Üsküdar demek İstanbul demektir. İstanbul’u diğer şehirler arasında özgün kılan tüm özellikler; yani ulaşım merkezi olması, kalabalık bir tarihi mirasa sahip olması, eşsiz

Boğaz’ı ve diğer tüm zenginlikleri Üsküdar’ımızda mevcuttur. Yurtdışında İstanbul’un, hattaTürkiye’nin tanıtıldığı materyallere şöyle bir baktığınızda, genelde işe Kız Kulesi ile

başlandığını görürsünüz. Kız Kulesi’nin evi Üsküdar’dır. Bu yüzden, İstanbullu olmanın bilincini belki de en güçlü şekilde taşıyanlar Üsküdarlılardır diyebiliriz.”

HAY-KOOP Yönetim Kurulu üyeleri Üsküdar BelediyeBaşkanı Hilmi Türkmen’i makamında ziyaret ettiler. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Coşkun Yolyapar,Sadettin Keskin, Erhan İşleyen ve Mustafa Ünkaya BelediyeBaşkanı Türkmen’i “Üsküdar’dan Halep’e İnsani YardımSeferberliği” kampanyası kapsamında 100 tır yardımmalzemesi göndermesi ve Üsküdar için yapılan yeniliklerden dolayı teşekkür ettiler.

1970 yılından beri HAY-KOOP merkezinin Üsküdar’da bulunması nedeniyle Üsküdar’ın tarihsel ve sosyal yaşamıiçinde soluk alıp verdiklerini ifade eden HAY-KOOP YönetimKurulu üyeleri Başkan Türkmen’e tır maketi hediye ederek çalışmalarından dolayı memnuniyetlerini belirttiler. Ziyaret sonrasında Üsküdar Belediye Başkanı HilmiTürkmen ile Üsküdar hakkında röportaj yaptık.

LOJiSTiK

LIFE

Üsküdar’ın geleceğine dair hedefleriniz nelerdir?Üsküdar başlı başına bir marka şehirdir. Bizim önceliklihedefimiz Üsküdar’daki kent yaşamını ve tarihi dokuyu koruyarak, Üsküdarlı vatandaşlarımıza layık oldukları şehrisunmak. Üsküdar’ı dünya markası bir şehir haline getirmekve başta Örnek Dönüşüm projesi olmak üzere, startverdiğimiz tüm çalışmaları başarıyla tamamlayarak Üsküdar’ı İstanbul’un ve Türkiye’nin en huzurlu, refahseviyesi en yüksek ilçesi yapmaktır.

Üsküdar’ın bugünkü durumu ve kent yaşamına dair bilgi verir misiniz?Marmaray, Avrasya Tüneli, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü,vapur hatları ve yakın dönemde tamamlanacak olan metro sayesinde Üsküdar’ımız tam anlamıyla bir ulaşım merkezi haline geldi. Öyle ki, ilçemizde 500 binden fazla vatandaşımız ikamet ediyor ancak her gün 2 milyonun üzerinden insan Üsküdar’a ayak basıyor. Bu yoğunluk elbette hareketli bir kent yaşantısını beraberinde getiriyor. Üsküdar’ın böylesi büyük ölçekli ve aktif kalabalığa sahip bir şehir olması, sürekli bir gelişmeye ve büyümeye zemin oluşturuyor. Geçtiğimiz yıl içerisinde Üsküdar,İstanbul’un en çok değer kazanan ilçelerinden biri oldu. Sadece Boğaz görünümlü alanlar değil, Çamlıca sırtlarından Ümraniye’ye doğru uzanan bölgelerimiz dahi yepyeni bir yaşam merkezi halini aldı.

Üsküdar’ın diğer ilçelere göre artısı nedir?Üsküdar demek huzur demek. O huzuru oluşturan unsurlar da hiç kuşkusuz İstanbul Boğazı’nın eşsiz güzelliğinin yanı sıra şehrimizde korunan mahalle kültürü ve tarihi dokudur. Denize sıfır konumda bu kadar geniş bir meskun alanı olan başka bir yer yoktur. Üsküdar’ın sahil şeridinde kısa bir yürüyüş yapmak bile İstanbul’un tadını çıkarmak için yeterlidir. Bunun yanı sıra, bahsettiğimiz üzere devletimizin başarılı ulaşım projeleri sayesinde Üsküdar

Anadolu yakasının ulaşım merkezi haline gelmiş bulunuyor.Bu kadar merkezi bir konumda, her yere kolaylıklaerişilebilen bir lokasyonda bulunmak, Üsküdar’ın değerinimuazzam ölçüde artırıyor. Örnek Dönüşüm markasıylabaşlattığımız kentsel dönüşüm projesi ise Üsküdar’ıngeleneklerini tahrip etmeden binaların modern teknolojilereuygun, depreme dayanıklı biçimde yeniden inşa edilmesinisağlayacak. Meydan ve metro gibi devam eden diğer projelerimiz tamamlandığında, Üsküdarlılar dünya markasıbir şehirde yaşıyor olmanın keyfini çıkaracaklar.

Üsküdar, tarihsel dokusu ve kültürünü koruyup geliştirmekte midir?Üsküdar’ın tarihi dokusunu bizler ecdadın birer emanetiolarak görüyoruz. Her köşe başında, her sokakta vecaddede asırlara meydan okuyan eserler, yapıtlar var.Büyük Üstad Mimar Sinan dahi en fazla eserini ilçemizdehayata geçirmiştir. Osmanlı Sarayı’nın zarif ve güçlü HanımSultanlarının adı Üsküdar’ın camilerinde yaşamaktadır. Hal böyleyken bu kültürü, bu dokuyu korumak ÜsküdarBelediyesi olarak bizim için öncelikli görevler arasında yeralmaktadır. Öyle ki, biz dönüşüm projesini yaparken bilemevcut dokuyu tahrip etmeyecek şekilde planlamayı şartkoştuk. Üsküdar’ımızı farklı kılan tüm güzellikler bizim içinbir emanettir. Bu emanetleri koruyup geliştirerek, yarınlarımızın emanetçisi olan gençlerimize ve çocuk-larımıza ulaştıracağız.

Bir konuşmanızda, “Üsküdar âdeta bir açık hava müzesidir!” dediniz. Bunu açar mısınız?İster 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nden karayoluyla gelin,ister vapurdan ya da Marmaray’dan inin; Üsküdar’agirdiğiniz anda sizi adeta bir müze gibi tarih karşılar.Yüzyıllardır ezanların susmadığı camilerimiz, saraylarımız,çeşmelerimiz, hanlarımız ve hamamlarımız ile okulda tarihdersinde anlatılan ne varsa hepsi Üsküdar’da mevcuttur.

Bu açık hava müzesini gezmek için bir gününüzü Üsküdar’a ayırmanız yeterlidir. Her mahallemizde, hersokağımızda tarihten gelen ayrı bir değer özenle korunmaktadır. Üsküdar denince akla hemen Kız Kulesigelir, ancak sadece sahil şeridimizde bile tarihin

sayfa10

LOJiSTiK

LIFE

HALEP’E YARDIMKONVOYUHalep’teki acılara duyarsızkalmayan ve sosyal sorumluluk projelerindedaima ön planda olan Üsküdar Belediyesi, 300’den fazla STK’nınkatılımıyla “Harem’denHalep’e İnsani YardımSeferberliği” sloganıyla kampanya başlattı.Kızılay ile protokol imzalayan ÜsküdarBelediyesi, Halep için 100TIR'lık bir yardım konvoyunu yola çıkardı.4 Ocak Çarşamba günüÜsküdar Harem Sahil YoluOtoparkı’ndan yola çıkan tırlar için düzenlenen töreneÜsküdar Belediye BaşkanıHilmi Türkmen ve TürkKızılayı Genel MerkezYönetim Kurulu BaşkanıKerem Kınık da katıldı.Törende konuşan Türkmen,“İyilikler şehri Üsküdarımız,bu sefer Halep'teki kardeşlerimiz için yardımelini uzatıyor. Bu yaklaşımla"Halep yalnız değildir" dedikve Üsküdar Belediyesi olarak Kızılayımız,STK'larımız, okullarımız ve iş adamlarımız olarak kutsalbir amaç için bir arayageldik” dedi.

izlerini taşıyan sayısız yapı mevcuttur.

Bu kentin değerlerinin korunması noktasında yapılan restore çalışmalarınızdan bahseder misiniz?Biz Üsküdar’ın tüm değerlerini korumak içinstandart çalışmaların ötesine geçiyor, Üsküdar sınırlarını aşan markalaşma çalışmaları yapıyoruz. Örneğin “iyi ki Üsküdarvar!” bu yaklaşımın bir ürünüdür. Üsküdar’ınsahip olduğu sosyal ve kültürel değerlerin birtezahürü olan bu “iyilik” markası, kentkültürünün vazgeçilmez unsurlarını Üsküdarile birleştiren ürünler ortaya çıkarıyor. AyrıcaÜsküdar’ımızın tarih ve kültür envanteriniçıkarmak için çok kıymetli akademisyenhocalarımız ve profesörlerimizle birlikteçalışıyoruz. Onların desteğiyle, ÜsküdarBelediyesi ev sahipliğinde düzenlenen Üsküdar Sempozyumları uluslararası ölçekteses getiriyor. Akademisyenlerimiz bu etkinliklerde çalışmalarını hem akademikcamia hem de halkımızla paylaşıyorlar.Sempozyum sonrasında ise yapılan tümtebliğler, cilt cilt kitaplar halinde basılıyor.Böylelikle ortaya dev bir kültür arşivi çıkıyor.Geçtiğimiz yıl düzenlediğimiz sempozyumada 150’den fazla yerli ve yabancıakademisyen katılım gösterdi. Halkımızın dabu kıymetli çalışmaya ilgisi büyüktü.

Üsküdar’da bir yenilenme süreci yaşanıyor. Kentsel dönüşüm ve değişimkonusunda yaptıklarınız ve yapacaklarınıznelerdir?Kentsel dönüşüm sayesinde Üsküdar’ın 30yıllık rüyası gerçeğe dönüşüyor. Üsküdar

Belediyesi olarak, İstanbul BüyükşehirBelediyesi ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ilebirlikte kentsel dönüşümle ilgili çalışmalar,imar planları ve projeler geliştirdik. Biz budönüşümün Türkiye’ye örnek olacağınainanıyoruz. Bu nedenle “Üsküdar’da kentseldönüşüm yok, örnek dönüşüm var” diyoruz.

İlçemizde Boğaz Bölgesi diye adlandırılan,270 bin insanın olduğu toplam 16 mahalleyiilgilendiren bölgelerdeki planlarla ilgili çalışmalar başarıyla devam ediyor. Mevcutimar planlarına göre Küplüce, Burhaniye,Mehmet Akif Ersoy, Kirazlıtepe, Ferah,Güzeltepe, Yavuztürk, Bahçelievler, Çengelköy, Kandilli, Kuleli, Küçüksu, Kısıklı,İcadiye, Beylerbeyi ve Kuzguncuk'tan oluşan16 mahallede 120 bin insanın yaşayabileceğihesaplanıyor. Geride kalan 150 bin kişinin deilçede kalmasını arzu ediyoruz ve bunun içinimar planlarında değişiklik yaptık. Boğaz bölgesindeki imar haklarını 2 kattan gerigörünüm bölgesinde 6 kata, etkilenme bölgesinde ise 7 kata çıkardık. Bu şekilde270 bin kişi kentsel dönüşümden sonra dayine aynı evlerinde yaşayabilecek. 30 yıldırkonuşulan bir konunun sonuna geldik.1983'ten beri o planlar konuşuluyordu amahamdolsun bu plan işi bitti. Zaten kentseldönüşümün önündeki en büyük engel, imardaki bu kısıtlılık idi ve bunu kaldırmaklaengeller de kalkmış oldu.Örnek Dönüşüm markasıyla gerçekleşençalışmaların bir diğer farkı ise, “YerindeDönüşüm” başlığı altında Üsküdar’da evidönüşüme giren vatandaşları yine Üsküdar’-da ikamet ettirme projemizdir. Çengelköy

sayfa11

LOJiSTiK

LIFE

BEYLERBEYİSARAYIÜsküdar ilçesinin Beylerbeyisemtinde bulunan ve SultanAbdülaziz tarafından 1861-1865 yıllarında mimar SarkisBalyan'a yaptırılan saraydır.

Sarayın bulunduğu yer tarihibir yer olup, buranın yerleşimalanı olarak kullanılmasıBizans dönemine kadaruzanmaktadır. Bu bölgedeBizans döneminde İstavrozBahçeleri olarak anılan birkoruluk bulunmaktaydı.Bizans döneminde bu bölgeye, 2. Konstantinos’undiktirdiği büyük haçtan ötürüİstavroz (Stavroz) adının verildiği söylenmektedir.Eremya Çelebi Kömürcüyan,bu bölgede Bizans dönemineait kilise ve bir ayazmanın17. yüzyılda hala ayaktaolduğunu belirtmiştir.

Osmanlı dönemine aitburadaki ilk yapı ise II. Selim’in kızı olan GevherSultan’ın sarayıdır. IV. Muradbu sarayda dünyayagelmiştir. Daha sonra 17.yüzyılda bu bölgede I. Ahmettarafından Şevkabad Kasrı,III. Ahmet döneminde iseFerahabad yalısı yaptırılmış,I. Mahmud ise annesi içinFerahfeza Kasrı’nı yaptırmıştır. Bu bölgepadişahların hasbahçesiolarak da kullanılmıştır. III.Mustafa döneminde buradakiyapılar yıktırılıp arazisi halkasatılmıştır. II. Mahmud dahasonra bu satılan arsalarıtekrar geri alıp, 1829 yılındaburada bir ahşap saray yap-tırmıştır. Bu sarayın 1851yılında çıkan bir yangınsonucunda bir kısmı yanmıştır. SultanAbdülmecid’in de içindeolduğu bir sırada yanansaray uğursuz olduğudüşünülerek bir süre kullanılmamıştır. Daha sonra1861-1865 yılları arasındayanan sarayın yerine SultanAbdülaziz tarafındanbugünkü Beylerbeyi Sarayıyaptırılmıştır. Sarayın mimarıSarkis Balyan ve kardeşihassa mimarı AgopBalyan’dır.

itfaiyesi ile Birlik Camisinin olduğu bölgedede işgalli 38 dönüm belediyeye ait arazi var.Orası bitince, evi dönüşüme giren vatandaşlarımızı alıp yeni yerimize taşıyacağız. Dönüşümün gerçekleşmesiylebirlikte Üsküdar’da tarihi dokuyu ve mahalleruhunu bozmaksızın, modern bir yapılanmaya gitmeyi hedefliyoruz.

“Tarih, Üsküdar’da yaşanıyor diyebilir miyiz?” özetle?Kesinlikle, Üsküdar tarihi bugüne başarıylataşıyor. Bu sayede tarih, Üsküdar’dayaşanıyor.

Belediye Başkanı olarak “Bir Üsküdarlınınbir İstanbullu olma” bilincine sahip olupolmadığı konusundaki gözlemlerinizimerak ediyoruz.Üsküdar demek İstanbul demektir. İstanbul’udiğer şehirler arasında özgün kılan tüm özel-likler; yani ulaşım merkezi olması, kalabalıkbir tarihi mirasa sahip olması, eşsiz Boğaz’ıve diğer tüm zenginlikleri Üsküdar’ımızdamevcuttur. Yurtdışında İstanbul’un, hattaTürkiye’nin tanıtıldığı materyallere şöyle birbaktığınızda, genelde işe Kız Kulesi ile baş-landığını görürsünüz. Kız Kulesi’nin eviÜsküdar’dır. Bu yüzden, İstanbullu olmanın

sayfa12

LOJiSTiK

LIFE

HAREM OTOGARIİstanbul'un ilk otogarı olanHarem Otogarı 1970'tehizmete girmiştir. 1950'lerdeyolcu kapasitesi ve araç sirkülasyonun da artmasıyla,o güne dek Anadolu Yakasıönceleri Üsküdar, dahasonra da Kadıköy İskeleMeydanında kümelendiler.1970'te kurulan UluslararasıAnadolu ve TrakyaOtobüsçüler Derneği ilkolarak aynı yıl Harem'dedenizin doldurulmasıylakazanılan alanda HaremOtogarı'nın temelini attı.1990'lı ve 2000'li yıllarda bazı firmalar farklı noktalarda kendi terminallerine taşınmasıyla HaremOtogarı'nın yolcu yükü vedolayısıyla önemi azalmıştır.

bilincini belki de en güçlü şekilde taşıyanlarÜsküdarlılardır diyebiliriz.

Bahsetmek istediğiniz diğer çalışmalarınız nelerdir?Üsküdar için başlı başına bir “proje şehir”ifadesini kullanmak yanlış olmaz. Şehrimizdeyer alan tarihi doku ve kültür mirası, çoğunoktada projelerin hassasiyetle ilerlemesineneden oluyor. Neyse ki gelişen teknoloji veçalışma yöntemleri sayesinde artık tarihideğerlere hiçbir hasar vermeksizin projelerigerçekleştirmek mümkün oluyor.

Üsküdar Meydanı, Üsküdar Sahil Projesi veÖrnek Dönüşüm gibi projelerin yanı sıra,insan odaklı bir yaklaşımla vatandaşlarımızayeni mekanlar ve yeni hizmetler de sunmanınmutluluğunu yaşıyoruz. Üsküdar’a Nevmekanadıyla eşsiz bir mekan kazandırdık. Burasıhem tüm halkımıza açık bir kütüphane hemde huzur içinde çaylarını yudumlayabilecek-

leri bir mekan oldu. Alt katında galerisi, üstkattaki sahnesiyle yarınlara eşi benzerigörülmemiş bir kültür mirası bıraktığımızainanıyoruz.

Benzer şekilde, Down sendromlu vatandaşlarımıza hem istihdam sağlamakhem de onların sosyal yaşantılarına destekolmak amacıyla Tebessüm Kahvesi adındabir başka yer daha açtık. Burada Downsendromlu gençlerimiz çalışıyor. Hemenkarşısında Üsküdar Fikir Sanat Merkezi var.Bu merkez Üsküdar için ayrı bir önem taşıyor, zira burada “startup” olarak bilinen,genç girişimcilerin parlak zihinlerinden icraatadökülen çalışmalar hayat buluyor. Üsküdarkendi startup’larına burada ev sahipliği yapıyor. Sosyal yardım alanında, örneğinihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza aylıkyardımımızı doğrudan banka hesabıüzerinden yapıyoruz.

Onlara bir Üsküdar Kart veriyoruz ve bu kartaaylık olarak maddi destekte bulunuyoruz.Vatandaşlarımız kendilerini kötü hissetmek-sizin, bu karttan paralarını çekerekihtiyaçlarını karşılayabiliyorlar.

Üsküdar’da yaptığımız tüm projeleri tek teksaymak mümkün değil. Ancak kültürdensanata, eğitimden sosyal yardıma kadar pekçok alanda vatandaş odaklı, hizmet odaklıprojelere imza attığımızı gönül rahatlığıylasöyleyebilirim. Tüm bunları “İyi ki Üsküdarvar!” markası altında toplayarak, Üsküdar’ılayık olduğu üzere bir marka şehir halinegetirmek için çalışıyoruz.

Güçlü ve güvenilir bir taşıma filosuna sahip olan HAY-KOOP,uzun yıllardır; Türkiye ve Dünya çapında kendini ispatlamış firmaların nakliye işlerini gerçekleştirmektedir.

Gelişmekte olan ülkeler arasında en canlı ekonomilerden biriolan Türkiye, Doğu ile Batı'yı, Asya ile Avrupa kıtalarını birbirinebağlayarak, küresel ticaret için önemli bir kesişme noktasındayer almaktadır. Bu bilinçde olan Hay-Koop Yönetimi birçok firmanın ülke genelindeki dağıtım ve taşıma işlerini aldı, yeni açılan limanlarda şubeler kurarak alanında faaliyetlerini eksiksiz sürdürmektedir.

Türkiye ekonomisi, lojistik sektörü için birçok fırsat sunmaktadır.Türkiye Avrupa'nın en büyük ve en genç iş gücü havuzlarındanbirine sahip. Nüfusunun % 65'ten fazlasını 24-54 yaş arasındakiler oluşturmaktadır ve buradan doğan iş gücü avantajı lojistik sektörüne de yansımaktadır. Yatırımcılar, sektörün farklı taleplerini karşılayacak nitelikli iş gücünü rekabetçi maliyetlerle kolayca istihdam edebilmektedir.

Gerçekleştirilen kamu ve özel sektör altyapı yatırımları,Türkiye'de sunulan lojistik hizmetlerini önemli ölçüde iyileştirmiştir. Çok sayıda yeni havaalanı inşa edilmiş, otoyollarile ülkenin dört bir yanına erişim sağlanmıştır. Türk limanlarınınkapasitesi artmıştır.

Türkiye’nin Doğu Avrupa, Orta Asya, Orta Doğu ve KuzeyAfrika'ya kolay erişim imkanı sağlayan avantajlı coğrafi konumu, ülkenin bölgedeki yük taşımacılığı için bir üs işlevi görmesini sağlamaktadır. Türkiye lojistik endüstrisi,günümüzdeki hacmiyle ülke GSYİH'sinde % 12-13 paysahibidir. Ancak maliyetler bölümünde otyol ücretleri veakaryakıt fiyatları lojistik sektöründe rekabet koşullarını olumsuz etkilemektedir.

Toplamda 70.000 km'lik kara yolu ağına sahip olmak,Konteyner elleçleme kapasitesini yükseltmek ve benzerigelişmeler için projeler hayata geçirilmesi yönünde yapılan girişimleri desteklemek… Bir taraftan bu gelişmeler için adımatılırken, HAY-KOOP olarak öz malların artırımı için gerekliadımlar atılmış ve kapasite yükseltilmiştir. Bor madeninin taşın-ması için girilen ihale kazanılmış ve paketleme işide alınarakhem bölge insanının istihdamı hem de üyelerin kazançlarıartırılarak, yeni öz mallar koopereretarife kazandılmıştır. 20çekici, 1 kalmar ve 5 forklift alınmış, Arçelik taşımasındaİstanbul dışındaki nakliyeler içinde 10 adet çekici ve dorse ilaveedilerek kooperatifin araç kapasitesi artırılmıştır.

İstanbul Ticaret Odası üyesi olan Hay-Koop İTO 24 Nolunakliye Lojistik Komitesinde yer almaktadır. Aynı zamanda

Deniz Ticaret Odası 36 nolu Forw Arder Meslek Komitesi üyesidir. Gümrükler ve konteynır taşıma konularındafaaliyetlere katkı sunmaktadır. Ülkemizin önemli kuruluşlarındanolan Tüm Motorlu Taşıyıcılar KooperatifleriMerkez Birliği ve Uluslararası Nakliyeciler Derneği üyesi olanHay-Koop, sektörün her alanında çözüm ortağı olma konusunda katkılarını sunmaktadır. HAY-KOOP Ambarlı, Yılport, Evyaport, Asyaport, İzmirNemport, TCE Ege, Alsancak ve Haydarpaşa Gümrük limanlarında 7/24 hizmet vermektedir.

BOR MADENİ VE HAY-KOOPBor madeninin ülkemiz ve dünyamız için ne kadar önemliolduğu herkes tarafından bilinmektedir. Dünya rezervininyüzde72’sinin ülkemizde olması ve Türkiye'nin geleceği olan bumadenin taşıma ve paketleme işlerini HAY-KOOP’un gerçekleştirmesi gurur ve kıvanç kaynağı olmuştur.

sayfa

13

LOJiSTiK

LIFE

ETİMADEN, ARÇELİK, AMCOR, DEMİRDÖKÜM, YAMAHA, SOLGAR, KUEHNE-

NAGEL, MAGNET MARELLİ, “K”LINE, BATI GROUP,SDV HOROZ, ARKAS, SCHENKER ARKAS, EKOL,

BARSAN GLOBAL LOJİSTİK, ASSE, BARKON, LİNK DENİZCİLİK & TAŞIMACILIK, MİGROS,

HENKEL, ALARKO, BOZOK TRAKTÖR, BORCHARDLINES, CEVA, DAL ELEKTONİK, DSV, GALATA,KUBATO, KASAR&DUAL, UNILEVER, SOLMAZ,

GÖKBİL, GLOBELİNK UNİMAR LOJİSTİK, TCDD,NEVPA, MOL EUROPE, TLS

DÜNYANIN BOR’UTÜRKİYE’DEN ÇIKIYOR,

TAŞIYORUZ...

Dünyada önemli bor yatakları Türkiye, ABD, Rusya, Çin veGüney Amerika’da yer almaktadır. Türkiye toplam 3,3 milyar tonrezerv miktarı ile Dünya toplam bor rezervi sıralamasında %74'lük pay ile ilk sıradadır. Ülkemizin bilinen bor madeni yatak-ları Batı Anadolu'da; Eskişehir-Kırka, Kütahya-Emet, Bursa-Kestelek ve Balıkesir- Bigadiç'te bulunmaktadır. 2015 yılındanve günümüze Kırka ve Emet tesislerinde borun taşınma vepaketlenme işini ihale sonucu alan HAY-KOOP ve AkyüzNakliyat yapmaktadır.

Bor nihai kullanım alanı olan sektörlerde, çoğunlukla borkimyasalları şeklinde tüketildiği gibi konsantre bor ürünleriolarak doğrudan da tüketilebilmektedir. Bor ürünleri; camsanayii, tarım, kimya ve deterjan sektörü, seramik ve polimerikmalzemeler, metalürji, nanoteknolojiler, otomotiv ve enerji sek-törü, elektronik ve iletişim sektörü, uzay ve hava araçları, nük-leer uygulamalar, askeri araçlar, yakıtlar ve inşaat gibi pek çokalanda kullanılmaktadır. Ancak, 2015 yılında tüketilen bor ürün-lerinin % 84’ü cam (yalıtım tipi cam elyafı, tekstil tipi cam elyafı,borosilikat cam ve panel cam), seramik-frit, tarım ve deterjan –temizlik sektörlerinde yoğunlaşmıştır.

2015 yılında Dünya bor talebinin yaklaşık % 50'si Eti Madentarafından karşılanmaktadır. Bor kimyasalları üretimi gerçek-leştiren Eti Maden geniş bir ürün yelpazesi ile dünya bor sek-töründe 2005 yılından itibaren lider konumuna gelmiştir. EtiMaden’in üretim kapasitesi 2,2 milyon tondur. Eti Maden'in2002 yılında 436 bin ton olan bor kimyasalları üretimi 2015yılında 1,84 milyon ton olarak gerçekleştirilmiştir. 2016 yılı için2,2 milyon ton bor kimyasalları üretimi programlanmıştır.

BOR İLE ÇALIŞAN ARABAUzun yıllardır devam eden borla çalışan otomobil üretimi pro-jesinde sona gelindi, sürüş testleri başarıyla gerçekleştirildi.

Araç Türkiye’nin borla çalışan ilk otomobili ve aynı zamanda ilkyakıt pili aracı olma özelliğini de taşıyor. Başta TUBİTAK veMarmara Araştırma Merkezi’nin Ar-Ge çalışmaları sonucugeliştirilen Bor’la çalışan araçla petrole bağımlılığın önünegeçilmesi planlanıyor. Bu sayede dışa bağımlılık azalacak veTürkiye’nin Bor madenleri çok daha verimli bir şekilde kullanılmış olacak.

Elde edilen hidrojen sayesinde 5 KW yakıt pili, aracı sürmekiçin gerekli olan enerjiyi sağlarken, otomobil ürezine entegreliolan bor hidrürü ihtiyaç anında anlık olarak hidrojen üretebiliyor.Sıfır emisyon salınımı sayesinde tamamen çevre dostu olaraktasarlanan araç, tamamen kontrollü ve güvenli hidrojen üretimisağladığından benzin ve petrole nazaran çok daha güvenilir birsistem olarak öne çıkıyor.Tübitak tarafından yapılan açıklamalara ve araç içini verilen bilgilere göre; Borla çalışan yerli yapım otomobilin 20 beygirlikelektrik motoru bulunuyor ve saatte 90 km/sn hıza ulaşıyor.

TÜBİTAK MAM ve Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü, DMA’nın daüstlendiği bir diğer proje, elektrik ve sodyum bor hidrür ileçalışan Boren isimli bir otomobil oldu. Kasasında motor, şanzıman, egzos sisteminin olmadığı aracın kablo için gereklialtyapısı DMA tarafından yapıldı. Yakın bir zamanda lansmanıyapılacak olan Boren isimli araç, geleceğin teknolojisi olarakgörülen hidrojen ve elektrik enerjisiyle birlikte çalışıyor. DMA’nıngeliştirdiği elektrik motoru 53 kW ile saatte 450 kilometre kadaryol kat edebiliyor.Yapılan araştırmalar hidrojenin diğer tüm yakıtlardan ortalama 3kat daha ucuz olduğunu, gelişen ve de gelişecek olan teknolo-jiyle birlikte kullanım alanının daha da gelişeceğini gösteriyor.

LOJiSTiK

LIFE

sayfa

14

sayfa

15

LOJiSTiK

LIFE

BOR’UN KULLANIM ALANLARIBor’un en önemli kullanım alanlarından birisi enerjidir. Bu nedenle geleceğin madeni olarak adlandırılmaktadır. Petrol ve doğal gaz ne kadar stratejik bir öneme sahipse bor daülkemiz için bir o kadar önemlidir Bor ayrıca sağlık alanında da çok geniş bir kullanıma sahiptir.Metabolizmadaki bor, kalsiyum, magnezyum ve fosfor dengesini ayarlamakta olup sağlıklı kemiklerin oluşumuna,kasların ve beyin fonksiyonlarının gelişimine yardım eder.Osteoporoz tedavilerinde, alerjik hastalıklarda, psikiyatride,kemik gelişiminde ve artiritte, menopoz tedavisinde bor aktifolarak kullanılmaktadır. Ayrıca kesinleşmiş bir tedavi olmamaklabirlikte Bor Nötron Yakalama Tedavisi (BNCT) ile sağlıklıhücrelere zarar vermeden kanserli hücrelerin imha edilmesindegörev alan bor elementi, kanser tedavisinde yeni bir umutolmuştur. Diğer kullanım alanlarına örnek verecek olursaksavunma sanayinde, 'Bor Karbür (B4C)' bileşeni olağanüstüsertliğinden dolayı tank zırhında ve kurşungeçirmez yeleklerdekullanılmaktadır. Bor mineralleri ayrıca, tarımda bitki örtüsünün gelişmesini artırmak veya önlemek maksadıyla kullanılmaktadır.

Eti Matik Bor Temizlik ÜrünüBor madeninden söz açılmışken, Eti Maden İşletmeleri GenelMüdürlüğü tarafından üretilen Eti Matik Bor Temizlik Ürünü veEtidot 67’den bahsetmemek olmaz. Eti Matik Bor TemizlikÜrünü, otomatik çamaşır makineleri için geliştirilmiş doğal borlutemizlik maddesidir. Boratlar; leke çıkarma işlemini kolaylaştırma ve ağartma, enzimleri stabilize etme, alkali tamponlama sağlama, suyu yumuşatma ve sürfaktan olarakkullanılan malzemenin performansı artırmak gibi hizmetler vermektedir. Eti Matik Bor Temizlik Ürünü kimyasal katkı mad-desi (petrol türevleri, fosfat, dolgu maddeleri,…vs) içermemesi,doğal bir temizlik ürünü olması sebebiyle doğaya ve canlılaradost bir üründür.

Bor ürünleri, tarım ve ormancılıkta yaygın olarak kullanılmaktaolup gübre olarak ve istenmeyen otlar ve böceklerlemücadelede kullanılmaktadır.

114 ÜLKEYE İHRACAT YAPILDIBor kimyasalları üretimi gerçekleştiren Eti Maden geniş bir ürünyelpazesi ile dünya bor sektöründe 2005 yılından itibaren liderkonumuna gelmiştir. 2014 Eylül ayında dönemin Enerji ve TabiiKaynaklar Bakanı Ali Rıza Alaboyun, AA muhabirine yaptığıaçıklamada, Eti Maden İşletmeleri Genel MüdürlüğününTürkiye'nin en büyük ihracatçılarından biri haline geldiğini ifadeederek, ABD dâhil 114 ülkeye ihracat yapıldığını söylemiştir.

ABD'den Kolombiya'ya, İtalya'dan Özbekistan'a kadar değişikülkelere bor satışı yapılıyor. Halen bu ülkeler Türkiye'den aldığıbor ve türevlerini kullanmaktadır. Türkiye'nin Bor ihraç ettiği ülkeler arasında Arjantin, Avustralya,Bangladeş, Brezilya, Bulgaristan, Kamerun, Kanada, Çin, Mısır,İngiltere, Finlandiya, Fransa, Yunanistan, Hindistan,Endonezya, İran, Irak, İsrail, İtalya, Litvanya, Lübnan,Makedonya, Malezya, Mali, Moldova, Hollanda, Yeni Zelanda,Pakistan, Yemen, Polonya, Portekiz, Romanya, Rusya, SuudiArabistan, Senegal, Sırbistan, Slovakya, Slovenya, GüneyAfrika, İspanya, Sri Lanka, İsviçre, Suriye, Tunus, Ukrayna,Birleşik Arap Emirlikleri, Özbekistan, Venezuela, Vietnam veArjantin bulunuyor.

HAY-KOOP TAŞIMADA VE İSTİHDAMDA ÖNCÜTürkiye, yüzyılımızda petrol kadar önemli olabileceği düşünülenbor madeninin dünyadaki en büyük rezerv ülkesidir. Özelliklesanayinin pek çok alanında kullanılan bor ürünleri üretimindeülkemiz geri durumdadır. 1978 yılında bor yataklarının devletleştirilmesine kadar sektörbüyük ölçüde yabancı firmaların ve bazı küçük ölçekli Türk firmalarının elinde kalmış, kamu yararı amacı güden bir üretimsistemi kurulmamıştır. Bor madenlerinin devletleştirilerek devletadına işletilmek üzere Etibank’a bırakılmasından sonra önemliilerlemeler sağlanmışsa da bor ve bor ürünlerinin Türkiye’nindöviz gelirlerini azamileştirecek bir araştırma, üretim vepazarlama stratejisi oluşturulamamıştır. 1982 Anayasasının 168’inci maddesi, “Tabii servetler ve kaynaklar Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Bunlarınaranması ve işletilmesi hakkı Devlete aittir. Devlet bu hakkınıbelli bir süre için, gerçek ve tüzel kişilere devredebilir. Hangitabii servet ve kaynağın arama ve işletmesinin, Devletin gerçekve tüzel kişilerle ortak olarak veya doğrudan gerçek ve tüzelkişiler eliyle yapılması, kanunun açık iznine bağlıdır. Bu durumda gerçek ve tüzel kişilerin uyması gereken şartlar veDevletçe yapılacak gözetim, denetim usul ve esasları vemüeyyideler kanunda gösterilir” hükmünü içermektedir.

1934 yılından 1998’e kadar Etibank, 2004’e kadar Eti HoldingA.Ş. ve bu tarihten itibaren Eti Maden İşletmeleri GenelMüdürlüğü tarafından Bor madenleri işletilmiştir

Bu bağlamda, kullanım alanlarına yönelik bilimsel araştırma veçalışmalar artırılmalı mevcut çalışmalar desteklenmelidir. Özellikle, enerji sektöründe daha yaygın kullanılmaya başlanmasıyla kalkınmamız ve enerji sektöründe söz sahibiolmamızı sağlayacaktır.HAY-KOOP bor madeninin taşınması, paketlenme işinin yapılması sırasında maden çevresindeki insanlarımıza işimkanıda sağlamıştır.

sayfa

16

LOJiSTiK

LIFE

Bütün dünyada felaketlerdenedindiğimiz ders, ilk 72 saatte

yardımın en büyük kısmının yakınçevremizde bulunan insanlardan

geldiğidir. Kuvvetli ya da büyük birdoğal afet felaket yaratabilir.

İnsanlara yardım edecek kaynaklaronlara ulaşmayabilir. Hedef, insanları, riski azaltmak için

başlarına bir afet gelmeden önceönlem almaya yönlendirmektir.

Doğal afet bilinci ve korunma yollarına ilişkin temel konuların

yanı sıra deprem ve sel sonrasında uyulması gereken

temel ilk yardım uygulamalarınıöğrenmek her bilinçli vatandaşın

görevidir. Unutmayalım, afetlerdenkorunmanın en önemli yolu, bu

konuda bilinçli ve sorumlu yurttaşların varlığından geçer.

hayata destek

İNSANİ Y

ARDIM D

ERNEĞİ

hayata destekİNSANİ YARDIM DERNEĞİAFET SONRASI LOJİSTİKDESTEK VEREN VE ORGANİZASYONDA PROFESYONEL HİZMETVEREN BİR KURULUŞ

sayfa

17

LOJiSTiK

LIFE

Hayata Destek Derneği temel amacı olan doğal ve insan kaynaklı afetlersonrası insani yardım kaynaklarını oluşturabilmek için belli standartlarve ilkeler çerçevesinde operasyonlar gerçekleştiriyor. Dernek doğasıgereği kaynak oluşturmak için sürekli olarak projeler üretiyor, busayede projeler artıkça güçlenen, büyüyen ve devamlılığı olan birkurum olarak varlığını sürdürüyor.

Hayata Destek İnsani Yardım Derneği misyon olarak, afetten zarar görmüş birey yada toplulukların temel ihtiyaçlarını ve haklaraerişimlerini sağlamak için sahada operasyonyürüten bir inisiyatif olarak karşımıza çıkıyor.Vizyon olarak sergilediği duruş ise, afete heran hazırlıklı bir dünya yaratmak, herhangi birafet durumunda en az insanın zarargördüğü, yaşanan felaketin hızla üstesindengelinebildiği bir dünyaya katkıda bulunarakbölgesel olmayan uluslararası bir idealihedefliyor.

Dernek 2005 yılında 5 kadın girişimcitarafından proje bazlı bir inisiyatif olarakhayata geçiriliyor. Sonrasında insani yardımkonusunda uzmanlaşmış kişilerin bir arayagelmesiyle, başlangıçta yurtdışında insaniyardım konusunda önemli projelere imzaatıyor. İlk olarak İran’da Bam depremi sonrasında insani yardım faaliyetleri yürütendernek, ardından Kaşmir depremindePakistan’da çok uzun seneler kalarak çokönemli bilgi birikimi ve tecrübe kazanıyor.

2008 yılında Türkiye’ye dönüş yapan HayataDestek ekibi yurtdışında kazandığı tecrübeve birikimi Türkiye’ye de yansıtmak amacıyla2009 yılında Koşuyolu’nda derneğin resmiolarak faaliyete geçmesi sağlanıyor.

İnsani yardım lütuf değil, erişilmesi gerekenbir haktır şiarıyla yola çıkan dernek kurucuları insani yardım denince yelpazeninçok geniş bir alanı kapsadığını bilerek;Hayata Destek Derneği olarak daha çok neyapmadıkları üzerinden yaptıkları işi tanımlıyor.

Doktor, hemşire ya da sağlık ocakları vehastaneleri olmayan kısacası sağlık alanında faaliyette bulunmayan bir yapıyasahipler. Bunun dışında temelde araştırılananaliz edilen her konuda çalışma yapıyor veihtiyaç temelli hizmetler üretiyorlar. Yaptıkları yardımların kesinlikle bir hakolduğunu belirten Hayata Destek DerneğiYönetim Kurulu Üyesi ve OperasyondanSorumlu Direktör Gökhan Erkutlu;

“Yardım denince genelde ilk algı hep yukarıdan verilmiş bir lütuf gibi görülüyor. Biz bunun yukardan değil, eşit, paralel veyataydan gittiğini düşünüyoruz. İnsanlarınafet sonrası aldıkları yardım zor durumdaolmalarının getirdiği ve erişilmesi gereken birhaktır. Tam bu noktada biz devreye giriyor,bu hizmetlere ve haklara insanlarınerişmelerini sağlıyoruz” diyor.

Genelde belli bir alanda uzmanlıktan ziyadeihtiyaç ve boşluk üzerine çözümler üretiyoruz diyen Gökhan Erkutlu; “Devletinhali hazırda bu konuda işleyen bir sistemivarsa onlara bir alternatif değil, onlarıntamamlayıcısı olarak ilerliyoruz. Belli birsürede işleri yapıp oradan çıkıyoruz.Aslında hayatı normalleştiriyoruz diyebiliriz.Doğal afetler de bu süreç daha kolay işliyorçünkü zamanla her şey olumluya doğru ilerliyor. Fakat Suriye sorunu, savaş ve göçgibi insani krizlerde iş çok daha zorlaşıyor.”

9 ilde e- kart projesi2009’da kurulduktan sonra Marmara veElazığ depremi gibi daha ufak yerel çaplıafetlerde rol alan Hayata Destek ekibi 6 ayboyunca Van depreminde kritik görevlerderol almış. Gıda su ve kışlık kıyafet yardımından tandır ekmeği yapacak kominaltandır alanlarına kadar çok farklı alanlardaçalışmalar yürüten ekip, Pakistan’da 5 okulinşaatını bitirerek hizmete açmış. Bugünegelindiğinde özellikle iki ana alanda projeüreten dernek Suriye krizi ilgili mülteci programı geliştirerek, Hatay, Urfa,Diyarbakır, Batman, Mardin, Kayseri, Adana,Mersin, İstanbul bölgelerini kapsayan e- kartprojesi ile temel ihtiyaçların karşılanmasıkonusunda son aşamaya gelmiş bulunuyor.

Bunun yanı sıra iş edindirme, geçim kaynaklarına yönlendirme, psiko sosyaldestek, çocuklara eğitime adaptasyondesteği, koruma programı, eğitim, sağlıkkonularında da yeni projeler geliştirmeyisürdürüyor.

Afet durumunda süreç nasıl başlıyor? Bir afet durumunda Hayata Destek öncüekipleri 48 saat dolmadan olay yerine ulaşıyor ve süreci başlatıyor. Öncelikle biralan taraması yapılarak, afetten zarar görmüş yerler belirleniyor. Muhtar veAzalarla iletişim kuruluyor, neye ihtiyaçolduğu ve ihtiyaç sahipleri belirleniyor. Tespitedilen ihtiyaçlara göre fon verebilecek kurumve kuruluşlarla irtibata geçiliyor. İhtiyaçlafonun devreye girdiği yerde Hayata Destek

Derneği projeyi hayata geçirmiş oluyor.Süreç başladığında en önemli konu Lojistikdesteğin zamanında sağlanması oluyor.

Görevimiz arama kurtarma değil biz kurtarılanlarla ilgileniyoruz. Donörkuruluşlar sayesinde yurt dışındaönemli faaliyetlerde de bulunuyoruz.

Uzman ve profesyonel ekipler iş başındaKendi alanlarında uzmanlaşmış kişiler projelerde görev alıyor. Bir kısım ekip dehem kendiişlerini yaparken, bir yandan daderneğe destek veriyorlar. Yapılan iş gönüllülük esasına dayansa da, profesyonelve uzman olmayı gerektiriyor. Çalışanlaraçısından her ne kadar özel sektördekimaaş skalaları yakalan masada bir anlamdageçim kaygısını ekip üzerinden alan miktarlar çalışanlara sunuluyor. Personelintümü sigortalı ve SGK’lı olarak çalışıyor. İnsani yardım operasyonlarında lojistikdestek

Acil durum gerçekleştiğinde öncelikle durumdeğerlendirmesi yapılıyor. Standart lojistiksüreçler devreye sokuluyor. Tedarik planlama yapılıyor, ilk evrede itme prensibiyle çalışılıyor. Talep toplamadandoğrudan yardım sahaya ulaştırılıyor.İyileştirme sürecinde ise tedarikin öncedenbelirlenmesi, stok yönetimi ve sürekliliği vesonrasında kontrol, performans ölçümleriyapılıyor.

sayfa

18

LOJiSTiK

LIFE

Gökhan ErkutluHayata Destek DerneğiYönetim Kurulu Üyesi ve Operasyondan Sorumlu Direktör

Türkiye’de tanındığımızdan daha fazla yurt dışında tanınıyoruz!

Projelerimizi kendimiz yazıyoruz ve donörfirmaya sunuyoruz. Yani projenin finansmanını sağlayacak olan uluslararasıaktöre iletiyoruz. Donörlerimizin hepsiuluslararası kurum ve kuruluşlardanoluşuyor. Aynı zamanda Türkiye’desayıları az da olsa bizim gibi çalışan siviltoplum kuruluşları mevcut olmakla birlikte,HİTAP platformu çatısı altında koordineliolarak çalışıyoruz. Biz ise yereldekiuygulayıcı partner olarak görev yapıyoruz.Birleşmiş Milletler ve AvrupaParlamentosuyla da iş birliği içindeyiz. Bu nedenle uluslararası anlamda belirli birehliyeti kanıtlamış şeffaf bir kurumuz. Tüm finansal hareketlerimiz yaptığımızyatırımlar, harcamalarımız sene sonundamutlaka kamuoyuna duyuruluyor.

Çiğdem UstaHayata Destek Derneği İletişim Medya Sorumlusu

sayfa

19

LOJiSTiK

LIFE

ŞEFİK Serkan Denli Lojistik YöneticisiBiliyorsunuz ki hemen yanı başımızda birsavaş yaşanıyor ve oradan bu tarafa akanbir insan seli var. 2011 de başlayan Suriyekrizinde, 2012 den beri sahadayız. 2016’nınverilerine göre 70 Bin mülteciye temas ettikve yardımda bulunduk. Sahadaki verileri kullanarak raporlama yapan, sivil toplumunkendi içerisinde ki diyalogu güçlendirerek birkoordinasyon ağı kuran ve toplumsal hafızaoluşturmaya çalışan bir koordinasyon birimimiz de mevcut. Önümüzdeki süreçtegerçekleştirmemiz gereken projelerimizarasında kritik bölgelerde lojistik üssü ve ağıoluşturmak konusunda son aşamaya gelmişbulunuyoruz.

Gökhan Erkutlu:Doğal afet sonrası yardımlar başladığındaişin en büyük ve kapsamlı kısmını lojistikalanı oluşturuyor. Firmaların aylar sürençalışma sonrası kurdukları düzeni biz birhaftaya sığdırmak zorunda kalıyoruz. İşburada bitmiyor, esas sorun gelen yardımların TIR’lardan alınarak tasfiyeedilmesi ve depolanması işin en meşakkatlikısmını oluşturuyor. Mal indirecek elemanyetersiz olduğundan gelen yardım TIR’larıafet bölgesinde uzun kuyruklar oluşturaraksistemin kilitlenmesine neden oluyor. Bütünbunların üstesinden hızlı bir şekilde gelmekgerekiyor, çünkü mal tasfiyesi günlerce sürebiliyor. Van depremi sırasında 2 uçakindirebilmek için çok miktarda teknik detaylauğraşmamız gerekmişti. Hava alanının asfaltdeğerleri, gönderilen uçakların cinsi gibilojistikte iş bazen öylesine teknik haledönüşüyor ki anlamadığımız bir sürü sorunlakarşı karşıya kalabiliyoruz. Örnek verecekolursak; Erzurum Havalanın da hep topu 2 adet forklift bulunması işlerimizi ciddi

anlamda sekteye uğratmıştı.

Belediyeler doğal felaketler konusunda eksik kalıyorBelediyeler genel anlamda insani yardımkonusunda devamlılığı olan plan ve programsahip olması gerekiyor. Fakat daha çokaltyapı, servisler, hizmetler ve barınma gibitemel unsurlar üzerine yoğunlaşıyorlar.Toplanan yardımların alınıp dağıtılmasıkonusunda tecrübe ve oluşturulmuş bir castsisteminin olmaması, Belediyelere gelenyığınla yardımın nereye ve nasıl yönlendirileceği konusunda eksiklikleryaşanmasına neden oluyor.

Felaketler sonrası insanların yiyecek, su vebenzeri konularda ki yardımları gereğindenfazla ve ihtiyaca yönelik olmaması yardımaihtiyaç duyan mağdurların isyan etmesineneden olabiliyor. Bu nedenle ihtiyaca yöne-lik ikinci el ve eski olmayan yenimalzemelerin kültüre ve şartlara göre tercihediliyor olması önem arz ediyor. Kaşmirdepreminde kolilerce ton balığı oradayaşayan insanlar tarafından yenmediği içinçöpe atılmış. İnsanların farklı inanç vekültürde olması giyecek konusunda yapılanyardımların da boşa gitmesine neden oluyor.Giyecek konusunda ki yardımlarda gelenek,görenek ve inanç konularına hassasiyetgöstererek yardımları gerekli yerlere ulaştırılması gerekiyor.

Koşuyolu Mah. Cenap Şahabettin Sok.No:42 34718 Kadıköy, İstanbul(216) 336 2262info@hayatdestek.orghttp://www.hayatadestek.org

Şefik Serkan DenliHayata Destek Derneği

sayfa20

LOJiSTiK

LIFE

HAY-KOOPPAZARLAMA SERVİSİMehmet Kartal35 yıldır lojistik sektöründe çalışanMehmet Kartal çekirdekten yetişme birnakliyeci olduğu için sektörle ilgili sorunları A’dan Z’ye biliyor ve çözümeulaştırıyor. Sektörde gelişen her yeniliğiyakından takip etmek ve sorunlara kısasürede çözüm bulmada ki tecrübesi ilegenç kadroların olduğu kadar sektörün duayenlerinden biri...

1961 yılında Şebinkarahisar’da dünyaya geldi. 1974 yılında İstanbul’a gelerek, HaydarpaşaLisesini bitirdi. Yüksek Denizcilik Okulunu kazanmasına rağmen eğitimine devam etmedi.1979 yılında HAY-KOOP’ta muavin olarak işebaşlayan Mehmet Kartal, 1983 - 1991 yılları arasında şoför ve kâhya olarak çalışmaya başladı.1992’den 1997’ye kadar Yönetim Kurulu Üyeliği,İkinci Başkanlık ve Koordinatörlük görevlerindebulundu. 1998 - 2015 yılları arasında kooperatifçil-iğe ara vererek kendi işini kurdu ve yürüttü. 2015 yılında Metin Erdoğan’ın yeniden başkanseçilmesiyle Pazarlama Müdürü olan Mehmet

Kartal HAY-KOOP’un önemli kilometre taşlarındanbirisi olarak görevini başarıyla yürütmektedir.

sayfa21

LOJiSTiK

LIFE

Pazarlama Müdürü Mehmet Kartal ilepazarlama servisi hakkında görüştük:

1992 ve 2015 yılları arasında nakliyesektörünün dibe vurduğu bir dönemdir.Nakliyecilerin çoğalması ve rekabetortamının artması sektörü daha dakötüleştirmiştir. 20 sene öncesindekimaliyetlerin iki katı kadar kar marjıylaçalışırken, şuan ki kar payımız ancakmaliyetin %10’u kadar olmuştur. Bununsebebi ise büyük firmaların şirketstatüsünde yönetilerek toplam çıkışsayılarını günlük kara göre çarparakçalışmalarıdır. Bu şekilde kar etmeleribizi rekabette zor duruma düşürmektedir.Kooperatif olarak maalesef böyle birçalışma sistemine uyum sağlamamızmümkün değildir. Kooperatifimizin herüyesini bire bir düşünmek zorundayız.

Her zaman en az masrafla ne kadar çokkar edilebilirizin peşindeyiz. Bu da bizi rekabette zorluyor. Özellikle başa çıkamadığımız bölgeler arasında Gebzeöncelikli olarak yer alıyor. Gebze’deserbest çalışan şirket sayısı çok fazlaolduğundan, buradaki şirketlere rakipolamıyoruz. Ambarlı da Gebze’ye oranladaha rahat çalışabiliyoruz. Gücümüz bubölgede diğer yerlere göre daha fazla.Haydarpaşa, Ambarlı ve Gebze limanlarındaki günlük hareket sayımız350, aylık ise 7 binlere yaklaşmıştır. HAY-KOOP bünyesinde 1000’e yakın tırve kamyon bulunmaktadır. HAY-KOOP’un Eti Maden taşıma işinialmasıyla birlikte, kendi öz mal varlığınıartırmak mecburiyetinde kalmıştır.

2015’te 20, 2016’nın sonlarında 10 adetdaha çekici ve römork alarak öz mal varlık sayısını 50’ye yükseltmiştir. Aylıkhareket sayımız bizden önce 4 binlerdeseyrederken bugün 6500 rakamınıyakalamış durumdayız. Hedefimiz burakamı 10 bin seviyesine çıkartmaktır.HAY-KOOP’un 60 yıldır süre gelentecrübe ve güvenirliliği sektörde ki yeriniher zaman korumasını sağlamıştır.1940’lı yıllarda kurulmuş, 1974 yılındaresmiyete geçmiş ve günümüze kadartaşınmış kurum kültürüne sahip HAY-KOOP’un gelecekteki temelleri bilgi veteknolojik yatırımlar sürecini yaşamaktayız.Ortaklarımızın işlerinegerekli özeni gösterdikleri sürece işpotansiyelimiz artmaktadır.

HAY-KOOP’a üye olan araç sahipleri belirlenmiş olan kurallara özen gösterterdikleri sürece rekabet ortamındabizi avantajlı duruma getirmektedir.Üyelerimizden bir tanesi bile işezamanında gelmekten tutunda, mal

teslimine kadar geçen süreçteki işi aksatması kurumu olumsuz etkilemektedir. O nedenle yaşanabilecekbir dikkatsizlik büyümemiz önünde engeloluşturmaktadır. Bugün araç sayımızbinli rakamı geçecek potonsiyele sahipolmamıza rağmen bazı şeylere dikkatedilmiş olsaydı araç sayımızı çoktan2000’lere çıkartmış olurduk.

Türkiye’nin sayılı kooperatiflerinden birtanesiyiz. Bugün baktığınızda 2500-3000tane üyesi olan kooperatifler de var,fakat üyeleri Kars’tan Edirne’yeTürkiye’nin değişik illerinde dağınıkolarak bulunuyor. Bizim ise bütün üyelerimiz Marmara bölgesinde iş yapıyor. Bu da bizi güçlü ve güvenilirkılıyor. Bugün istediğimiz anda 1000’eyakın tır çıkışını aynı gün içinde yapabilecek kapasiteye sahibiz.Pazarlama bölümü olarak 10 kişilik birekiple çalışıyoruz. Zer Grubu bünyesindeArçelik, Koçtaş, Tüpraş, Otasan, Ford,Aygaz firmalarının tüm işlerini yapıyoruz.Yıllık toplam ciromuzun %50’sini ZerGrubundan sağlıyoruz. Pazarlamadepartmanımız da her müşterimize birdanışman desteği sunarak, işlerimiziraporlama sistemiyle yürütüyoruz. Lojistikçözüm sürecinin her aşamasında danışmanlarımız müşterilerimizi haberdar ederek hizmetin sorunsuzolarak yapılmasını sağlıyor. Bu durum güven ve kaliteyi beraberindegetirirken, iş potansiyelimizin artmasınıve referans olarak gösterilmemize olanaksağlıyor.

Pazarlama bölümü olarak son bir yıldakibaşarı oranımız %85’lere ulaşmıştır.Şuan yaptığımız iş bir takım çalışmasınınsonucudur. İşini severek yapan ve tümdetayları inceleyen bir ekiple çalışmaktayım. Hizmet verdiğimizArçelik, Beko, Grundig, Koçtaş, Tüpraş,Türk Traktör, Otokar, Ford ve Arçelig Lgfirmalarına ait konteynerlerin üretim veyükleme / boşaltma depermanları ilekoordineli bir şekilde çalışan, limanlaragiden ve dönüş yapan araçlarımızın vegümrük işlerini yapan depermanımız ilekoordineli çalışan bir servisiz. Fiili olaraktamamlanan taşımaya ait gerekli evrakların hazırlanarak dökümantasyon,muhasebe servisimiz ile koordineli olarakçalışan pazarlama servisi düzenli raporlama ile süreci işler kılmaktadır.

Müşteri memnuniyetini ön planda tutanHAY-KOOP Pazarlama Servisi zamanıen iyi şekilde değerlendirip en yüksekverimi almayı planlamış ve planı uygulayan bir ekiple çalışmanın haklıgururunu yaşamaktayım.

İSMAİL ERSOY1950 İzmit doğumlu. 1975 Şişliİktisadi Ticari İlimler Akademesimezunu. HAY-KOOP ile ilk tanışması 1970 yılların başındaolur. Öğrenci iken HAY-KOOP’latanışır. 1983 yılında kooperatifteçalışmaya başlar. Ersoy, “Görevebaşladığım ilk yılda hergün yeni birşey öğrendiğimi görünce, kooper-atifimizin okul gibi olduğuna kararverdim. Bu durum yaptığım işisevmeme neden olmuştur. Bugünde bu sevgi devam etmektedir.Yaptığım çalışma müşterinin fiyatteklifi talebi neticesinde kendisi iletanışmış olmak, fiyatın kab-uledilmesinden sonra taşımatalebini operasyonla yürütmek vezamanında işin tamamlanmasınısağlamak. İşin tamamlanmasındansonra da düzenleenen evraklar ilemuhasebe depertmanına gerekenbilgini aktarılması, faturanın tahsilatına yardımcı olunmasımuhatap olduğum konulardır. Tabii bu çalışmaları sağlıklı tamamlanması bilgi alışverişini,istişare etmeyi, ekip çalışmasınıgerektirmekte olduğunu gördüm.Üyelerimizi özveri ile hizmet vermesi de işimizi sevmemizebüyük katkısı olmuştur. Saygının,sevginin olması güzel insanlarlatanışmak, gönülden çalışmalar ileyılların nasılda çabuk geçtiğinisöylemek mümkün değil. Bu güzelliklerin uzun yıllar devametmesini temenni ediyorum”.

sayfa22

LOJiSTiK

LIFE

MEVLÜT ERDOĞAN 1983 İstanbul Üsküdar doğumlu.2004 yılında Kocaeli ÜniversitesiTurizm Otel İşletmeciliği bölümünden mezun oldu. Lise yıllarında çocukluk hayali olan turizm sektöründe yer aldı. Gençyaşta Taksim Divan İstanbulOteli’nde 1997 senesinde işebaşladı. 18 sene bu sektördeçalıştı. 12 sene üst düzey yöneticilik yaptıktan sonra 2015senesinde baba mesleği olan taşımacılık sektöründe yer aldı.Lojistik dalında Eti Maden Borİşletmeleri’nde HAY-KOOP adınaoperasyon sorumlusu olarak çalış-makta. Kendisine “Neden lojistik ve HAY-KOOP?” diye sorulduğundabize şu şekilde cevap verdi;“Atalarından sana kalanı hak etmeye bak, yoksa senin olmazlar.”

MUSTAFA BİŞKİN 1971 Almanya Stuttgart doğumlu. İlk veortaokulu Almanya’da okudu. 1986 yılındaTürkiye’ye kesin dönüş yaptıktan sonraİstanbul’a yerleşti. Üsküdar AnadoluLisesi mezunu. 1988 yılında turizm sektöründe iş hayatına başladı. 1991yılında askere gitti. İstanbul Hadımköy 1. Zırhlı Tugay’da askerlik görevinitamamladı.1993 yılında HAY-KOOP ailesine katıldı. 1993- 2000 yılları arasında müşteri temsilcisi olarak çalıştı.Bu tarihten sonra operasyon pazarlamasorumlusu olarak görev yapmaya başladı.Parsiyer taşımalar, konteynır ve gabaritaşımalarında görev alarak 24 yılınıgeride bıraktı. Evli ve iki çocuk babası.

SELÇUK ÜLGER 1981 İstanbul Üsküdar doğumlu. Liseöğrenimini Maltepe İmam Hatip Lisesi’ndetamamladı. 1999 yılında GİMAMağazacılıkta iş hayatına başladı. Aynızamanda A.Ö.F. Çalışma Ekonomisibölümünde öğrenci. 2005 yılında mağazamüdürlüğü görevinden ayrılarak askerlikgörevini Diyarbakır J.Ö.H’de tamamladı.2007 yılında gıda perakende mağazacılıksektöründe çalıştıktan sonra HAY-KOOP’ta müşteri temsilcisi veoperasyon sorumlusu olarak lojistik sektöründe iş yaşamını sürdürmektedir.Parsiyel taşımalar, konteynır ve gabaridışı proje taşımalarında görev alarak sektörde 10 yılı geride bıraktı. Evli ve birikız olmak üzere iki çocuk babası.

sayfa23

LOJiSTiK

LIFE

MURAT ÇELİK 1968 İstanbul Merdivenköy doğum-lu. 2014 yılından bu yana HAY-KOOP bünyesinde çalışmakta.Üyeler ve müşteriler arasındakiresmi evrakların ve kargo işleminintakibi ve operasyonel çalışmalardakurumdaki çalışma arkadaşlarınateknik servis görevini yürütmekte.Evli ve bir çocuk babası.

ALİ AĞDAŞPazarlama ve Operasyon şefi. 1970 Sivasdoğumlu. Kadıköy İmam Hatip Lisesi mezunu.HAY-KOOP’ta irsaliyeci olarak işe başladı.Konteynır terminali ve müşteri temsilciliğigörevlerinden sonra 2003 yılından itibarenpazarlama bölümünde çalışmaya başladı. Ülke ekonomisi ve nakliye piyasasında rekabetin en yoğun yaşandığı koşullariçerisinde HAY-KOOP olarak verilen hizmetinen iyi şekilde yerine getirilmesi için gerekliazami titizliği gösteren, çalıştığı kuruma vemüşteri memnuniyetine önem veren biranlayışla çalışmalarını yürüttüğünü belirtiyor.

Koç Grubu (ZER Departmanı)GÖKHAN DEMİR1980 Ordu doğumlu. İşletme lisans mezunu. Lojistik sektöründe Latek Lojistik, GüçlüDepolama, Partner Lojistik ve Mars Lojistik’te çalıştı. 2010 yılında HAY-KOOP’ta KoçGrubu Denizyolu Yurtiçi Konteynır ve Parsiyel taşımalarında proje sorumlusu olarakgöreve başladı. Ve halen bu görevini sürdürmekte. Demir, “Şuan çalıştığım bir limited, bir A.Ş. kuruluşu değil, taşıma sektöründe 1974 yılında bir araya gelen nakliyecilerin HAY-KOOP olarak ifade ettikleri bir kooperatif kuruluşu. Bizlerde bu anlamda çalışanlarolarak aslında kilit noktada bu kurumun asıl sahibi olan emekçileri ile müşterileri buluşturuyoruz. Türkiye ve çalıştıkları sektörde her zaman öncü olmuş bir kuruluşahizmet veriyoruz. İşimizin doğası gereği zamanla bir yarış içindeyiz. Bu nedenle zamanıen iyi şekilde değerlendirip en yüksek verimi yakalamımız gerekiyor. Her zaman farkyaratmaya ve tedarik zinciri yönetiminin vazgeçilmezi olan müşteri memnuniyeti ilkesinibenimsemiş bir ekiple çalışmaktayız. Koç Grubuna ait olan Arçelik, Beko, Grundig, Koçtaş, Tüpraş, Türk Traktör, Otokar, Ford,ve Arçelik Lg firmalarına ait konteynırların üretim ve yükleme boşaltma depertmanları ilekoordineli bir şekilde organize olunarak gelen siparişlerin ayrıştırılması, fabrika dolum veoperasyonunun takibi, dolum ve boş olarak depoya dönüşü, liman içinde aktarılankonteynırların gümrük işlerinin; gümrükçü, müşteri, acenta, fabrika ile koordineli şekildeişin tatmamlanması sürecinde yer almaktayız.”

PAZARLAMA SERVİSİ

sayfa

24

LOJiSTiK

LIFE

HAY-KOOP Pazarlama Servisi

CİHAN UZUNOĞLU 1988 Üsküdar doğumlu. 2007 yılında Trakya Üniversitesi ElektrikBölümü ve Anadolu Üniversitesiİşletme Fakültesi mezunu. 2007yılında baba mesleği olan nakliyesektöründe çalışmaya başladı.Küçük yaştan beri HAY-KOOP ailesiiçinde yer alması ve nakliye sek-töründe yer alması nedeniyle 2009yılından itibaren Evyap ve Yılportlimanlarında araç operasyonsorumlusu olarak çalıştı. 2014 yılından itibaren Arçelik Departmanında hizmet vermekte

FURKAN DURAN 1997 Üsküdar doğumlu. 2011 yılında Şehit Öğretmen MehmetFidan İlköğretim ve Ortaokulu’nu bitirdi. 2014 yılında Remzi BayraktarTicaret Meslek Lisesi mezunu. Aynıyıl içerisinde HAY-KOOP’ta stajyerolarak çalıştı. 2015 yılında HAY-KOOP Arçelik Depertmanındapersonel olarak işe başladı. Film vebelgesel izlemek en büyük hobisi.

EMRE BAYRAK 1995 İstanbul Kadıköy doğumlu.2016 yılında Mehmet Akif ErsoyÜniversitesi Dış Ticaret bölümünden mezun oldu. Şu anA.Ö.F. İşletme bölümünde öğrenimine devam etmekte. Lise öğrencisi iken stajyer olarakçalıştığı HAY-KOOP’ta bugünoperasyon uzmanı olarak görevini sürdürmekte.

HAY-KOOP Pazarlama Müdürü Mehmet Kartal, “Uzmankişilerden oluşan ekibimiz ve teknolojik donanımın yanısıra bizi asıl hedefe götüren iş süreçlerinde tüm sürecigörmemizi sağlayan etmenleri masaya yatırmak, en iyiseçenekleri ortaya koymamızı, en etkili pazarlama kampanyalarının neler olduğunu ve müşteriyle en iyi bağınasıl oluşturacağımız konusunda bize yol gösteren ekipruhumuzla kooperatifçiliğin başarı hanesini artırmaktayız.”

sayfa25

Ortak transit rejimine uygun olarak yapmış olduğumuz NCTS beyanname veonay işlemleri esnasında yaşamış olduğumuz birçok sıkıntılarımızı öncekiyazılarımda belirtmiştim. Fakat son dönemlerde sıklıkla yaşamış olduğumuzve henüz çözülmeyen ulusal transit varış süresi sorunu hemen hemen herdosya da bizi cezaya düşürmekte. Verilen sürelerin az olmasından kaynaklımı henüz net olmayan bir durum da varış yapan araçlarımızın özet beyanonay sırasında sürekli olarak kırmızıya düşmesi ve onay işlemlerinin antrepomemurlarından alınıp YGM’lere verilmesinden sonra yetkileri olmadığı içinher dosyayı gümrüğe onaya getirmek zorunda kalıyoruz.

Konuyla ilgili yetkili mercilerle görüşüp sorunlarımızı anlatıyoruz fakat işleyişbir türlü değişmiyor, bu durum;Müşterilerimize verdiğimiz hizmeti yavaşlatıp gereksiz yere yolluk ve cezaödemelerini mecbur tutuyor.

Ülkemizde yapılan her yeni değişiklik alt yapısı oluşmadan başladığı içindevamlı sıkıntı yaşanıyor,

Bizimle aynı sorunu yaşayan tüm teminat sahibi firmaların birlik olup busorunu ortadan kaldırması gerektiğine inanıyorum

Biz HAY-KOOP ailesi olarak konuyla ilgili gerekli kurumlara durumu bildiriyoruz siz değerli okurlarımız da bu durum için tepki verirseniz çözümolacağına inanıyorum,

Ulusal Kapsamlı Teminat miktarımızı yükselttik, artık yaptığımız dosyasayısının 2 -3 katına çıkabiliyoruz, genişleyen araç filomuzla müşterilerimizindaha fazla taleplerini karşılayabiliyoruz.

Kombine hizmet için çalışmalarımız devam ediyor, limandan antrepoya kadarverdiğimiz hizmetin antrepo hizmetini de bünyemize dahil etmek yolunda ilerlemekteyiz.

Kaçakçılık olaylarının artmış olduğu bu dönemde daha dikkatli olup güvenilir ve kaliteli hizmeti tercih eden tüm müşterilerimize teşekkür ederiz.

Saygılarımla...

LOJiSTiK

LIFE

GÖRÜYORUMYAZARLARIMIZ: GÜMRÜK MÜŞAVİRİ / AYSUN KÜÇÜKÇITRAZ

İŞLEYİŞ DEĞİŞMELİ

sayfa26

LOJiSTiK

LIFE

İŞ DÜNYASININ LOJİSTİK SEKTÖRÜNDEN BEKLENTİLERİ YÜKSEK

İŞ DÜNYASININ LOJİSTİK SEKTÖRÜNDEN BEKLENTİLERİ YÜKSEK2017 YILINDA SEKTÖRE DEVLET DESTEĞİ BEKLENİYOR

İş dünyası İş dünyası bunları bunları konuşuyorkonuşuyor

“Göçmen krizi nedeniyle en büyük pazarlarımızdan biri olan Avrupa Birliğiile zorlu günler geçirilmesi ve güvenlik endişeleri nedeniyle sınırlarımızdakilometrelerce tır kuyrukları oluştu. Dövizdeki dalgalanmalar da lojistik sektöründe etkili oldu. Dövizin yükselişi ithalat yüklemelerini azalttı.Sektörümüzün yurt dışı taşımalarına yönelik işlemleri döviz bazında olduğundan direkt bir etki yaşanmadı gibi görünse de önümüzdeki günlerdeyük taşımalarının azalmasının sektörün cirosuna olumsuz etki edeceğinisöylemek mümkün.”

“Dünya çapında büyük ilgi yaratan ve önümüzdeki on yıllarda tüm iş süreçlerini değiştireceği öngörülen Endüstri 4.0 konusunda, “e-ticarettekigelişmelerin yakından takip edilmesi ve iş süreçlerinin buna göre revizeedilmesi gerekiyor. Amazon, AliExpress gibi firmaların artık gönderimlerinikendilerinin yapmayı planlıyorlar. Örneğin Amazon bir gün daha önce teslimat yapabilmek için kendi lojistik zincirini oluşturuyor; uçak, gemi ve tıryatırımları yapıyor. Teslimat süresini kısaltabilmek amacıyla gemileri depoolarak kullanarak insansız hava araçlarıyla (drone) ürünlerini taşımayı hedefliyor. Bu noktada akıllara bazı sorular geliyor tabii ki. Acaba sektörümüzü de etkileyen bu evrimsel sürecin sonunda, dünya çapında hizmet veren dev firmalar lojistik hizmetleri kendi bünyelerinde migerçekleştirecek? Hali hazırda mevcut olan lojistik akışlar nasıl yenilenecek?Hız ve maliyet ekseninde nasıl bir değişim yaşanacak?”

“Taşımacılık özelinde rakamsal veriler ışığında bir değerlendirme yapmakgerekirse 2014 yılından bu yana düşüş yaşandığını gözlemliyoruz. Bununyanı sıra 2016 yılında modlar arasında yine denizyolu taşımacılığının enbüyük paya sahip olduğunu görüyoruz. Taşıma modları arasında ton bazındakarşılaştırma yapıldığında ihracatta yüzde 74, ithalatta ise yüzde 95,4 iledenizyolu taşımacılığının tercih edildiğini görebiliyoruz. İhracatta denizyolutaşımacılığını yüzde 24,5 ile karayolu, yüzde 1 ile havayolu ve yüzde 0,5 iledemiryolu izliyor. İthalatta da durum pek farklı görünmüyor. Yüklerin yüzde4’ü karayolu ile taşınırken demiryolu yüzde 0,5 oranında tercih edilmiş.Havayolunun istatiksel olarak ne yazık ki yüzde 0,1’lerde kalıyor. Değerbazından incelendiği takdirde de denizyolu ihracatta yüzde 54 gibi bir oranla,ithalatta ise yüzde 67 ile tüm taşıma modlarını geride bırakıyor. Değer bazında karayoluna düşen pay ise ihracatta yüzde 32,5, ithalatta yüzde 20olarak karşımıza çıkıyor. Havayolu değer bazında hem ithalat hem de ihra-catta yüzde 12-13’lerde kalırken, demiryolu yüzde 1’i bile zar zor yakalıyor.”

sayfa27

LOJiSTiK

LIFE

“Hava ve deniz limanlarında kargolara ilişkin bilgiler farklı paydaşlar tarafın-dan birçok kez birbirinden bağımsız sistemlere giriliyor. Bu durum hemzaman kaybına neden oluyor hem de hata yapma olasılığını artırıyor.Dünyanın en önemli limanlarından olan Singapur, Hong-Kong, Rotterdam veHamburg limanlarında örnekleri görülen, liman toplulukları oluşturularak özel işletmelerin ve kamu kurumlarının ortak erişimine ve kullanımına açık, tümpaydaşların veri girişlerini yapabileceği ve verilerin ortak kullanılabileceğielektronik bir platform oluşturulması gerektiğini düşünüyoruz. Bu sistemintüm paydaşları kapsayacak şekilde hayata geçirilmesiyle deniz ve havalimanlarında sağlanacak eşgüdüm ve işbirliği sayesinde verimlilik arttırılacak ve lojistik akışlar hızlandırılacaktır.”

“Lojistikte müşteri firmalargümrükleme hizmetleri dedâhil edilmiş anahtar teslimçözüm istiyor. Gümrüklemeuzmanlık isteyen ve mutlakakonunun uzmanı gümrükmüşavirleri tarafından yapılması gereken bir iş.Ancak anahtar teslim çözümüretebilmek için birçokgelişmiş ülkede olduğu gibiher firmanın bünyesindemüşavir çalıştırabilmesigerekiyor. Bunun gerçekleşmemesi halinde isebir müşavirle yapılacaksözleşmeyle bu hizmetinverilebilmesi gerekiyor.

Gümrük ve TicaretBakanlığı’nca hazırlananyeni gümrük kanunutaslağında bu yönde bir adım atılması bekleniyor.”

“Sektörün öncelikli beklentilerinin başında Bakanlıklar arası koordinasy-onun sağlanması geliyor. Lojistikte koordinasyon büyük önem taşıyor, özellik-le kalkınma planında sektörümüzün öncelikli sektör kabul edildiği bugünlerde.Bakanlıklar arasındaki entegrasyonun sağlanması ile ikincil mevzuatlarla ilgilisıkıntıların aşılacağı ön görülüyor. Bu noktada Lojistik Master Planı’nınülkemizin üretim ve ticari hedefleri doğrultusunda verimli sonuçlar doğuracakşekilde hazırlanması da büyük önem taşıyor.R2 belgesine sahip firmaların R2 sahibi firmalar ile çalışamamasının sektörde ciddi sıkıntılara neden oluyor. Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nde yertaşıma işleri organizatörleri tanımının değiştirilerek bu sorunun ortadankaldırılabilir. Bunun yanı sıra karayolu mevzuatında yer alan yetki belgelerininsadeleştirilmesi sürecinin sonuna yaklaşıldığının bir göstergesi, yetki belgelerinin sadeleştirilmesi iş akışını azami hızlandıracaktır.”

“Türk TIR’ları Avrupa otoyollarında yüksek cezalarla karşılaşırken, Türkiye’de seyreden yabancı araçlara denetimyapılmaması sektörün tepkisine neden oluyor. Sektör temsilcileri, eşit şartlarda rekabet etmek istediklerini, Euro normlarına dahi uymayan ve sürüş güvenliğini tehdit eden yabancı plakalı TIR’ların denetiminin sağlanması için

Avrupa’daki gibi bir ‘otoyol polisi’ sisteminin kurulmasını istiyorlar.”

sayfa28

LOJiSTiK

LIFE

M’expoCenter,sadece bir Maltepeprojesideğil, bir Türkiyeprojesi

Türkiye Seyahat Acenteler Birliği (TÜRSAB) Asya BYK BaşkanıAli Bilir ve Yönetim Kurulu Üyeleri Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç’ı makamında ziyaret etti.

ASYA-BYK Başkanı Ali Bilir “Yerli veyabancı turizmciler ilçemize günü birlik olarak değil, konaklamak içingelmeli. Bu açıdan belediyemiz ileher zaman işbirliği yapmaya hazırız” dedi.Başkan Bilir ve Yönetim Kuruluüyeleri daha sonra Maltepe’defaaliyetlerini sürdüren seyahat acentelerini ziyaret ederek sorunlarını dinledi.

Samimi bir sohbet havasında geçengörüşmede ASYA-BYK Başkanı AliBilir, Türkiye Seyahat AcentelerBirliği (TÜRSAB) Asya BölgeselYürütme Kurulu’nun çalışmasıhakkında bilgi verdi.TÜRSAB -ASYA -BYK Başkanı Ali

Bilir, Maltepe’de turizm ile ilgili neleryapılabilir. İlçenin turizm potansiyeliile ilgili görüşme sonrasında AnadoluYakası Maltepe ilçemizde bulunanacenteler, oteller, restoranlar baştaolmak üzere turizme hizmet verenkuruluşlara destek vererek turizmincanlandırılması gerektiğini belirtti.Kendilerinin Sivil Toplum Kuruluşuolarak her zaman hazır olduklarınıortak bir çalışma yapmayı planladıklarını belirtti.

Maltepe İlçesi’nin tarihi ve doğasıylaile önemli bir lokasyon olduğunubelirten Başkan Ali Bilir, Maltepeilçemiz yerli ve yabancıların uğrakmerkezi haline getirilmesi gerek.Turizmciler olarak insanlar buraya

turizmcilermaltepe’de

sayfa29

LOJiSTiK

LIFE

günü birlik olarak değil, konaklamakiçin gelmeli. İlçenin tarihi ve yapısınıinceleme imkanı bulmalı. Bu açıdanbelediyemiz ile her zaman işbirliğiyapmaya hazırız. Bunun için buradayız” dedi. Maltepe’de devameden birçok projenin olduğunubelirten Belediye Başkanı Ali Kılıç,Maltepe’nin çehresini değiştirecekolan, Maltepe Fuar, Kongre veYaşam Merkezi. (MEXPO) MaltepeFuar, Kongre ve Yaşam Merkezi(MEXPO). Yılda yaklaşık 200'denfazla fuara ev sahipliği yapmasıöngörülüyor. M’expo Center, Asya ileAvrupa arasındaki en önemli fuar merkezlerinden biri olacak. MaltepeFuar, Kongre ve Yaşam Merkezi yaklaşık 1 milyon metrekare alanasahip olacak. M’expo Center, sadecebir Maltepe projesi değil, bir Türkiyeprojesidir. Dolayısıyla da bu proje,istihdama ciddi şekilde katkısısağlayacak ve üstelik bu katkısadece Maltepe ile sınırlı olmayacaktır. 10 bin ya da yirmi bin istihdamdan söz ederken, sadeceM’expo Center Uluslararası Fuar,Kongre ve Yaşam Merkezi’ndeçalışacak kişi sayısından söz etmiyoruz. Ulaşımdan lojistiğe,

konaklamadan hediyelik eşyaya,gıdadan giyime, rekamcılıktan halklailişkilere, medyadan sağlığa, hemenher sektör böylesine büyük bir projesayesinde uygun pozisyon alacak vebunu da ilave istihdamla ancak çözebilecektir. Bütün bu sektörlerdekiistihdam rakamları da dahiledildiğinde, fuar tüm aşamalarıtamamlanarak yüksek kapasiteyleçalışacak hale geldiğinde istihdamda 25 bini bulacak. M’expo Center,Maltepe’nin yeşil ve mavisini yoketmeyecek, aksine Türkiye’nin vebölgenin, ilk ve tek yeşil fuar ve kongre alanı olacak. Projenin endikkat çeken özelliğiyse, çevreci şekilde inşa edilecek olması. Fuarınyapımında güneş enerjisi ile aydınlatma ve çevreyle uyumluinşaat malzemeleri kullanılacak.Ayrıca merkezde, fuar ve ticari alanların dışında, sosyal, kültürel vesportif etkinlik alanları, geziparkurları, kültür-sanat etkinliklerininyapılacağı alanlar da olacak. M’expoCenter ile yılın 365 günü toplamda200 fuara ev sahipliği yapacağız.”Ziyarete ASYA-BYK Başkanı Ali Bilir,Yönetim Kurulu Üyeleri CihangirTopal ve Ali Temizsoy katıldı.

Maltepe Fuar, Kongre ve Yaşam Merkezi(MEXPO). Yılda yaklaşık 200'den fazlafuara ev sahipliği yapmasıöngörülüyor. M’expo Center, Asya ile Avrupa arasındaki en önemli fuar merkezlerindenbiri olacak. Maltepe Fuar, Kongre veYaşam Merkezi yaklaşık 1 milyon metrekare alana sahip.

sayfa30

LOJiSTiK

LIFE

MALTEPE BELEDİYE BAŞKANI ALİ KILIÇ

TÜRKİYE’NİNTÜRKİYE’NİNYÜKSELEN DEĞERİYÜKSELEN DEĞERİMALTEPEMALTEPE

sayfa31

LOJiSTiK

LIFE

M’EXPO Dünyanın Ticaret Merkezi olacak.Ülkemizde fuarların yarısından fazlasına ev sahipliğiyapan İstanbul’da 100 bin metrekare kapalı alana sahiptek bir fuar alanı bulunuyor. Fuar alanı yetersizliği yüzünden tam bir fuar şehri haline gelemeyen İstanbul,kapasite sorunu çözüldüğünde ve uluslararası hizmetstandartları sağlandığında Türkiye’nin fuarcılık pastasından alacağı pay 10 katına çıkacak.Adalar manzarasıyla, ormanlarıyla, E5 ve sahil yolu,demir yolu ve Sabiha Gökçen Havaalanı sayesindeulaşım açısından mükemmel bir konumda olan Maltepe,Dünya’nın Ticaret Merkezi olma yolunda önemli bir fırsatıyakalıyor. Maltepe’de kurulacak olan M’EXPO CENTERAvrupa, Asya ve Afrika’nın buluştuğu 150 ülkede 4,5 milyar nüfusu barındıran pazarın en büyük fuar alanıve en önemli ticari buluşma noktası olacak.M’EXPO CENTER 5 yıl içinde 200’den fazla fuar ve etkinliğe 20 bin katılımcı firmaya ve 5 milyon ziyaretçiyeev sahipliği yaparak Avrupa’nın en büyük 10 fuar alanıarasında yer alacak. 22 bin ortaklık modeline sahip M’EXPO CENTER, İstunbul’u Avrupa, Ortadoğu ve Afrikabölgesi için önemli bir fuar şehri yapmayı hedeflemektedir.Uluslararası Fuar Kongre ve Yaşam Merkezi M’EXPOCENTER Türkiye ekonomisinin 2023 vizyonuna uygunstratejik bir projedir. Ülke ekonomisine yılda 1.5 milyardolarlık ekonomik katkıda bulunarak, 600 kişiye sürekliistihdam, yılda 20 bin kişiye ise iş imkanı sağlayacak. 200 bin metrekareye ulaşacak M’EXPO CENTER teknolojinin son yenilikleriyle donatılacak. Çevre düzenlemesine verilen önemle Türkiye’nin ilk yeşil alanda kurulu fuar alanı olacak.ULUSLAR ARASI FUAR VE İŞ TURİZMİ İÇİN KENTLERİNREKABET KRİTERLERİ, TARİHİ DOKU, ZENGİNKÜLTÜREL DOKU, DOĞAL DOKU, FUAR (M2) VE KONGRE (KOLTUK) DÜZENLEME KAPASİTESİ, LOJİSTİKAVANTAJLAR, ULUSLAR ARASI UÇUŞ SAYISI, YÜKSEKSTANDARTLI KONAKLAMA KAPASİTESİ, KALİTELİ VEGÜVENLİ ALIŞVERİŞ YEME – İÇME VE EĞLENMEOLANAĞI...İstanbul, yukarıdaki kriterler baz alınarak yapılan sıralamada dünyadaki ilk 5 şehirden birisi olarak kabuledilmektedir.

sayfa32

LOJiSTiK

LIFEŞİRKET HABERLERİkısa...kısa...kısa...

Otokoç Otomotiv çatısı altında hizmet sunan otomotivperakendeciliğinin lider markaları Otokoç ve Birmot,sunduğu yeni iş birlikleri ve kampanyalarla müşterimemnuniyetini bir adım öne taşımayı hedefliyor. Otokoçve Birmot’un, Altınyıldız Classics ile yaptığı iş birliğisayesinde, müşteriler Altınyıldız Classics’ten yapacaklarıgiyim alışverişlerinde yüzde 70’e varan kış indirimine ekolarak yüzde 15 ekstra indirim şansına sahip oluyor.

TürkTraktör, Ankara ve Sakarya Erenler’de bulunan fabrikalarında 2016 yılında toplam 46 bin 31 adet traktörüretimi gerçekleştirdi. Bu alanda da yeni bir rekora imzasını attı. Yurtiçi satış adedini çeyrekler bazında%23 oranında artıran TürkTraktör’ün yurtiçi pazardayaptığı toplam satış ise 33 bin 605 adede ulaştı. Şirketin yurtdışı satışları ise 2016 yılında 12 bin 625adet olarak gerçekleşti.

Türkiye lastik sektörü lideri Brisa, hem kadınlarıgüçlendirme alanındaki çalışmalarını derinleştirmek hemde müşteri deneyimini zenginleştirmek adına 2016 yılında başlattığı “Müşterinin Kahramanları” adlı MüşteriDeneyimi Uzmanı Sertifika Programı’nın bir devamıolarak “Sürdürülebilir Mağaza” projesi düzenledi.Brisa, iş ortaklarının satış noktalarında görev alan kadınların mesleki ve bireysel gelişimi için kurguladığıprogramın ilk mezunlarından, hem sürdürülebilir birbakış açısıyla çevresel fayda sunacak hem de müşterideneyimini zenginleştirecek projeler yaratmasını istedi.Çevreyi koruma, farkındalık yaratma, ihtiyaç sahibi olanbir gruba fayda sunma ve süreklilik kriterlerine göredeğerlendirilen “Sürdürülebilir Mağaza” projesinin kahramanı “Bir Fidan, Bir Nefes” projesiyle DalitaOtopratik mağazasından Betül Demirel oldu.

Türkiye’nin öncü otomotiv sanayi şirketi Ford Otosan,2016 yılı finansal sonuçlarını açıkladı. Ford Otosan,2015 yılında elde ettiği ihracat liderliğine 2016 yılında dadevam etti. Toplam satış adetlerinin %2 daraldığı 2016yılında satış gelirleri olumlu satış miksi, fiyatlama poli-tikası ve güçlü ihracat sayesinde %9 artarak 18 MilyarTL. olan Ford Otosan’ın ihracat gelirleri %15 artarak 12Milyar TL oldu. Yurtiçi satış gelirleri 6 Milyar TL olanFord Otosan, bir önceki yıla göre %13 artışla 955 MilyonTL net kar elde etti. Ford Otosan, 333 bin 749 adetleTürkiye ticari araç üretiminin %62’sini, 257 bin 246 adetle ihracatının %65’ini tek başına gerçekleştirdi.Zorlu bir yıl olan 2016’da kapasite kullanım oranını %80 seviyesinde korudu.

Schaeffler Türkiye’nin Ankara Ofisi, düzenlenen birtörenle açıldı. Açılışa Scheffler Türkiye’nin Ankara veçevre illerdeki müşterilerinin de aralarında bulunduğukalabalık bir davetli grubu katıldı. Scheffler TürkiyeAnkara Ofisi’nin açılışını değerlendiren SchaefflerTürkiye Genel Müdürü Onur Karahan, tüm dünyada yüksek kalitesi, ileri teknolojisi ve güçlü inovasyonyeteneği ile lider konumda bulunan Schaeffler'in müşterive tedarikçileriyle uzun vadeli ve istikrarlı ilişkilerinisürdürdüğünü kaydetti.

sayfa33

LOJiSTiK

LIFE

Mercedes-Benz Türk Direktörler Kurulu Başkanı SüerSülün İstanbul’da bulunan Genel Müdürlük binasında,Mercedes-Benz Türk Otobüs Üretim Direktörü Bülent

Acicbe Hoşdere Otobüs Fabrikası’nda ve Mercedes-Benz Türk Kamyon Fabrikası Üretim

Direktörü Prof. Dr. Frank Lehmann Aksaray KamyonFabrikası’nda kuruluş yıldönümü kapsamında eşzamanlı

olarak pasta kesti. Şirketin 50. yaş gününü ailenin tümfertleri ile bir arada kutlayabilmek adına tüm şirket

çalışanlarının katıldığı etkinlik düzenlendi.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) şubat ayı ihracat verilerine göre geçen yılın aynı ayına göre yüzde 12,46artış kaydeden sektör, 2.2 Milyar dolarlık ihracat yaptı.

Otomotivin yılın ilk iki ayındaki ihracatı ise yüzde 23artışla 4.2 Milyar dolar oldu.

Yılın ilk iki ayında ülke grupları bazında en fazla ihracata yapılan ülkeler yine Avrupa Birliği (AB) ülkeleri

oldu. Birlik ülkelerine yapılan ihracat yüzde 21 artışkaydederek 3.4 Milyar dolara ulaştı. AB ülkeleri içindeise en büyük pay yine Almanya’nın oldu. Sektörün bu

yılın ilk iki ayında Almanya’ya yaptığı ihracat yüzde 6,13artışla 658 Milyon dolar oldu. Almanya’yı yüzde 33 artış

ve 482 Milyon dolarlık ihracatla Fransa, yüzde 11,93artış ve 481.4 Milyon dolarlık ihracatla Birleşik Krallık,

yüzde 38,22 artış ve 481 Milyon dolarlık ihracatla İtalya,yüzde 17,66 artış ve 241.6 Milyon dolarlık ihracatla

İspanya takip etti.

Medipol Üniversitesi Lojistik Bölümü, “Medipol’de LojistikZirvesi 1” adı altında bir panel düzenledi. Panelde lojistik

sektörümüzün önemli isimleri bir araya geldi. UND İcraKurulu Başkanı Fatih Şener, Hatay Ro-Ro Genel

Müdürü Mine Kaya, Baynak Lojistik Yönetim KuruluBaşkanı ve UND Yönetim Kurulu Başkan YardımcısıMurat Baykara, Ekol Lojistik Ar-Ge Direktörü Erdem

Özsalih, Qatar Airways Kargo Müdürü Serkan Demirkanve Lojistik Ekipmanlar Dergisi Yazı İşleri Müdürü Ahmet

Doğan katıldılar.

Maden sektörünün ihracatla ilgili bütün faaliyetleri yürütmek üzere 2 Şubat 1976 yılında, “Türkiye Maden

İhracatçıları Birliği” adıyla kurulan ve 1986 yılındabugünkü ismini alan İstanbul Maden İhracatçıları Birliği

(İMİB), Yenibosna’daki Dış Ticaret Kompleksi’ndeüyelerini buluşturduğu bir etkinlik organize etti. Açılış

konuşmasına, “41 kere maşallah” diyerek başlayanKahyaoğlu, madencilik sektörünün pek çok açıdan

büyük mesafeler kat ettiğini söyledi. Kahyaoğlu, “İMİBkurulduğunda 115 üyesi ile o yıl 125 milyon dolar ihracat

gerçekleştirmiş. Oysa bugün 3 bin 300 üyeye ulaşanİstanbul Maden İhracatçıları Birliği, kuruluş amacı

çerçevesinde ülke ihracatına katkı yapmaya devamediyor. Madencilik sektörünün toplam ihracat rakamı

2016 yıl sonu itibariyle 3,8 milyar dolara ulaşmıştır” dedi.

LOJiSTiK

LIFE

sayfa34

OZAN iNAM - Türkiye’de iş sağlığı ve iş güvenliği önlemleri denildiği zaman ilk akla gelen yöntem kişiselkorumaya yönelik yöntemlerdir. Fakat çok sayıda çalışanıkişilere bırakmadan korumayı amaçlayan toplu koruma yöntemleri bireysel koruma yöntemlerinden daha etkin vefaydalıdır. Koruma yöntemlerini başlıca üç ana gruptatopladığımızda Kişisel Koruyucu Donanımların neden enson çaremiz olduğunu daha net görmekteyiz.

Kaynağa Yönelik Koruma Yöntemleri: Bu yöntemdeamaç tehlikeyi kaynağında yok etmektir. Tehlikeli olanlatehlikesiz olanı değiştirme, riski koruyucu içine alma,üretim veya imalat yöntemlerinde değişikliğe gidilmesigibi tedbirler çalışanları topluca korumaya yönelik uygulamalardır. Örneğin; gürültü yapan bir makineyideğiştirme.

Ortama Yönelik Koruma Yöntemleri: Riski mühendislikteknikleriyle önleme amacını taşıyan bu yöntem de toplukorumaya yöneliktir. Havalandırma, aydınlatma ve iklimlendirme, işaretleme, uyarı levhaları konulması bugrup içinde sayılabilir. Örneğin; düşme tehlikelisi bulunanalanlara ilgili mevzuatta belirtilen şekilde korkuluklaryapılması.

Kişisel Koruyucu Donanımlar: Çalışanların işinniteliğine göre çeşitli kişisel koruyucu ekipmanlarlakazalardan korunmasına yönelik bir yöntemdir.

Kişisel koruyucu donanımların kullanılmasında çalışanlarbazen insiyatif almaktadır. Kişisel korucu donanımlarınçeşitli bahanelerle kullanılmasının ihmal edilmesi sıkkarşılaşılan bir durumdur. İş güvenliği uzmanlarının bütünçalışanları her zaman gözlemesi uygulamada mümkünolmadığından kişisel koruyucu donanımların kullanılmaması istenmeyen kazalara yol açabilmektedir.Örneğin; yüksekte yapılan çalışmalarda işçiler kendilerine göre tehlikesiz olarak düşündükleri alanlardaemniyet kemerlerini kullanmadıkları için yaralanmalı yada ölümlü kazalar yaşanabilmektedir. İşverenler; çalışanlarına kişisel kullanım donanımlarını teslim ettik-lerinde, çalışanlar ise; baret, iş ayakkabısı, reflektörlü işelbiseleri, emniyet kemerleri gibi ekipmanları kullandıklarında iş güvenliği konusunda gereken önlemleri aldıklarını düşünmektedirler. Ancak şunubilmeliyiz ki; Bireysel koruma yöntemleri çalışanları bireysel olarak risklere karşı korurken, toplu koruma yöntemleri ortamda bulunan herkesin tehlike karşısındainsiyatiflere bırakılmaksızın korunmasını amaç edinmektedir.

Kişisel Koruyucu Donanımların İşyerlerindeKullanılması Hakkındaki Yönetmeliğin 5. Maddesinegöre: “Kişisel koruyucu donanım, risklerin, toplu korumayı sağlayacak teknik önlemlerle veya iş organizasyonu ve çalışma yöntemleriyle önlenemediğiveya tam olarak sınırlandırılamadığı durumlarda kullanılır. Kişisel koruyucu donanım, iş kazası ya dameslek hastalığının önlenmesi, sağlık ve güvenlik risklerinden korunma, sağlık ve güvenlik koşullarınıniyileştirilmesi amacıyla kullanılır. İşveren, toplu korunmatedbirlerine, kişisel korunma tedbirlerine göre öncelik verir.” İstatistiksel oranlara baktığımızda da görmekteyiz kiinşaat sektöründe iş kazaları ve meslek hastalıkları,maalesef ki çok ocaklar söndürmektedir. Bu nedenle; inşaatlarda toplu korumaya yönelik dışcephe korkulukları, güvenlik ağları, periyodik muayeneler,alan aydınlatmaları, topraklama ve ortam ölçümleri gibitoplu koruma yöntemlerine öncelik verilmesi izlenecek ilkyol olmalıdır. İş Kazaları / Meslek Hastalıklarının önünegeçilmesi için ilgili mevzuatlarının eksiksiz uygulanması,işverenlerin gereken bütçeyi ayırması, işin hızlandırılmasıamacıyla güvenlik önlemlerinin göz ardı edilmemesigereklidir. Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri bu konudaişverenlere desteğini sürdürmelidir. Unutmamalıyız ki: Önlemek ve korumak daha ucuzdur.

İş Güvenliğinde Toplu Koruma Yöntemleri

HAY-KOOP çalışanları sağlık taramasındangeçtiler. Anadolu Hedef OSGB tarafındanyapılan sağlık taraması düzenli olarakgerçekleştiriliyor.

sayfa35

LOJiSTiK

LIFE

Bilim, Sanayi ve Teknoloji BakanıFaruk Özlü, Bilişim Vadisi'nin birincietap inşaatı bitirildiğinde 2 bin kişiye,tüm etapların inşaatı tamamlandığın-da ve faaliyete geçtiğinde ise yaklaşık 100 bin nitelikli insana, iş veistihdam sağlayacağını bildirdi.

Bakan Özlü, AA muhabirine BilişimVadisi'ne ilişkin değerlendirmelerdebulundu. Gebze'de 3 milyonmetrekareden fazla alana inşa edilecek Bilişim Vadisi'ni kurmakararının, Cumhurbaşkanı RecepTayyip Erdoğan'ın Başbakanlığı ve kendisinden bir önceki Bilim, Sanayive Teknoloji Bakanı Nihat Ergündöneminde alındığını hatırlatan Özlü,projenin Türkiye için çok önemliolduğunu söyledi.Özlü, Bilişim Vadisi'nin etap etapfaaliyete geçeceğini anlattı. BilişimVadisi birinci etap inşaatının yüzde98'inin tamamlandığını dile getirenÖzlü, söz konusu etabı mayıs ayıgibi açacaklarını kaydetti. Bilişim

Vadisi bünyesinde 5 bin Ar-Ge firmasının faaliyet gösterebileceğinianlatan Özlü, vadinin tüm etaplarınıntamamlanmasının ardından yıllık 50milyar dolar ciro elde etmeyi hedeflediklerini ifade etti.

"BİLİŞİM VADİSİ'NDE YER ALMAKİSTEYEN ÇOK SAYIDA ŞİRKET VAR"Bilişim Vadisi'nde yer almak isteyençok sayıda şirket bulunduğunadikkati çeken Özlü, burada faaliyetgöstermek isteyen firmaların aceleetmesi gerektiğini söyledi.Özlü, Kocaeli'nin önemli bir sanayibölgesi olduğuna işaret ederek, "Bizsanayimize teknoloji enjekte etmekistiyoruz. Bu bakımdan BilişimVadisi, sanayimize teknoloji enjekteedebileceğimiz bir bölge. Aynızamanda Bilişim Vadisi tamOsmangazi Köprüsü'nün ayağındabulunuyor. Osmangazi Köprüsüaracılığıyla, önemli sanayi bölgelerimizden Bursa'ya da kolaycaulaşılabilecek" diye konuştu.

100 bin kişiye iş imkanıHAY-KOOP Samandıra tır garajınıMaltepe’deki kendi yerine taşıdı

HAY-KOOP Samandıra’da yıllarca kira ödediği tır garajını taşıma kararı aldı.Maltepe Üniversitesi arkasında bulunan arazide altyapı çalışmaları bitti.Maltepe’de kendi yerine taşınan garaj ve depo hakkında HAY-KOOP YönetimKurulu Başkanı Metin Erdoğan, “Bu araziyi kooperatifimize kazandıran ve sebepolanlardan Allah razı olsun. İlkleri gerçekleştiren Metin Erdoğan olarak burada dabir ilki başlattık. Kooperatife ait bir araziyi ilk kez tesis yapma adımını attık. Buda bana ve yönetim kurulu arkadaşlarıma nasip oldu. Bu tesislerin devamınıAllah’tan niyaz ederim. Bu büyük işlerin devamında destek olan esnafarkadaşlarımada teşekkür ederim. Yeni tesisimiz hayırlı olsun!” dedi.

HAY-KOOP Yönetim Kurulu Başkanı Metin Erdoğan’ın kalemindenÇanakkale Zaferi.

“Çanakkale’nin deniz ve kara savaşları; Türk tarihinin 1800’lü yıllarının hemen çoğunluğunda görülen yenilgilerden sonra askerive siyasal varlığını bir kez daha kanıtladığı savaşlardır.Savaş tarihine bakıldığında askeri zaferlerin daima taarruzi birharekatın sonunda kazanıldığı görülür. Çanakkale Savaşları isesavunan ordunun taarruz edenleri yenilgiye uğrattığı tek örnektir.

Çanakkale Savaşları Türk kurtuluş ve bağımsızlık savaşına mayaçalmış; ulusal bilinci ve ulusal ruhu yeniden ateşlemiş ve Türklük,tarihteki şanlı ve seçkin yerini almasında önemli bir başlangıçtır.

Bu bakımdan Çanakkale; Türk tarihinin akışı içinde çok önemli biryere sahip olmakla beraber, Birinci Dünya Savaşı sonrasındayeniden biçimlenen Dünya ve bu dünyada ki siyasal rejim sistemlerinin yeniden şekillenmesi; siyasal sınırların yenidençizilmesi ve dönemin üç büyük imparatorluğunun (Avusturya-Macaristan, Osmanlı ve Rus Çarlık İmparatorlukları) yıkılarak yeniyeni ulusal devletlerin tarih sahnesine çıkışı ile de bu zaferin yakınilişkisi vardır. Çanakkale Savaşları; Balkan Savaşı’nın açtığı derinyaranın ve utanç duygusunun kesin şekilde tedavisini sağlamışsağlamıştır.

Bu nedenledir ki 18 Mart’ı izleyen Çanakkale’deki kara savaşlarında kazandığı zaferiyle Türk tarih sahnesinden silinipgidemeyeceğini kendisi de şahsen idrak etmiş ve bunu bütündünyaya İstiklal Savaşı’yla da kanıtlamıştır.

18 Mart Zaferi, düşman donanmalarının 1915 yılı başlarındaİstanbul’a girmelerini ye İmparatorluğun daha o yıl içinde çökertilmesini önleyen çok büyük ve tarihi bir zaferin ilk adımı oldu.

Çanakkale’nin kara savaşlarında kazanılan zafer ise Osmanlıİmparatorluğu’nun 30 Ekim 1918 Mondros ateşkesine kadar ayaktakalmasını sağlayan ve Birinci Dünya Savaşı’nın en az iki yıl dahauzamasına neden olarak dünya tarihini etkileyen ikinci adımı oldu.

Eğer Çanakkale’deki zaferler kazanılmasaydı, Osmanlıİmparatorluğu’nun başkenti İstanbul, Birinci Dünya Savaşı’nınhemen birinci yılı sonunda İtilaf Devletlerince işgal edilmiş,

LOJiSTiK

LIFE

sayfa36

ÇANAKKALE1916

“3 Kasım 1914 - 18 Mart 1915tarihleri arasında Çanakkale Boğazı’nda cereyaneden bir seri deniz savaşlarıylaGelibolu yarımadasında 25 Nisan 1915 - 8/9 Ocak 1916tarihleri arasında yapılan karasavaşları Türk tarihinin enşerefli sayfalarını dolduranbirer zafer destanıdır.”

böylece Rus Çarlığı, müttefiklerinin yardımlarına en kısayoldan kavuşmuş olacak ve Almanya’nın yenilgisi dahada çabuklaşarak Rusya’da 1917 Bolşevik ihtilalimuhtemelen gerçekleşmeyecekti.

18 Mart’ın ve onu izleyen Çanakkale kara savaşlarınınzaferleri, ulusal tarihimizi ve dünya tarihini etkileyenönemi ve rolü bu noktalarda toplanmaktadır.

1914 yılında Saraybosna’da çakan bir kıvılcım, kısasürede bütün dünyayı kan ve ateşe boğmuş, çıkarları veyararlan birbirine zıt düşen Avrupa Devletleri iki blokaayrılmış, bir yanda İngiltere ve Fransa ile ona katılanlara“İtilaf Devletleri” denilmiş, diğer yanda bir araya gelenAlmanya ve Avusturya ve Osmanlı İmparatorluğu’ndanoluşan gruba da “İttifak Devletleri” adı verilmiş ve bu ikitarafa, savaşın gelişmesine paralel olarak daha birçokdevletler katılmak suretiyle başlayan savaş, dünyanınher tarafına yayılmış, bu nedenle de savaşın ismine “Birinci Dünya Savaşı” denilmiştir’.

Birbirlerinin gırtlağına sarılan bu iki tarafın bütün olarakve yetenekleriyle giriştikleri çatışmalara din, dil, renk vemilliyetleri birbirine uymayan milyonlarca insan dakatılmış ve bu iki büyük blokun başını çekenlerin çıkarlarıuğruna dört yıl süre ile kıyasıya çarpışmışlardır.

Bu büyük savaşta toplam 658 adet tümen savaş meydanına sürülmüş, 65 milyon kişi silah altına alınmış. Toplam zayiat yaklaşık 9-10 milyona varmış,milyonlarca halk göçebe durumuna düşürülmüş.

Birinci Dünya Savaşı’na katılan Osmanlı İmparatorluğu,kendi ülkesinin 6 ayrı cephesinde (Kafkas, Irak, Suriye,Mısır, Hicaz, Çanakkale cephelerinde) hemen hemenaynı zamanda çarpışmış, ayrıca sınırları dışında daAvusturya’nın Galiçya’sında ve Balkanların Makedonyacephesinde olmak üzere iki ayrı cephede üç Türk kolordusu ile devletimize hiç bir yararı olmayan ancakAlmanların yararına olan savaşın içinde yer alındı. En kanlı savaşlardan biri olarak savaş tarihinde yerinialan bu savaşta taraflar yaklaşık 250’şer bin asker

kaybederek sonuçta savaş alanını, Türk’ün zaferine terkederek 8/9 Ocak 1916 günü son erine kadarGeliboluyu’yu terk ederek çekip gittiler.

Tarihin eski dönemlerinden beri ön planda, Avrupaülkeleri ve Asya ülkeleri arasında başlamış olanekonomik, ticari ve siyasi ilişkilerle, askeri hareketler,sürekli olarak Boğazlar bölgesinde cereyan etmiştir.Başka bir deyişle boğazlar, dünyanın diğer parçalarındapek görülmemiş ardı arkası kesilmeyen mücadeleleresahne olmuştur.

Savaşta; İngiltere’den bu savaşa 469.000 asker katıldı.Bunlardan 328.000’ni bizzat cephede savaştı ve 141. 000’ni ise savaşan askerlere destek verdi.İtilaf Devletleri’nin kaybı 252.000.İngilizler’in kaybı (Sömürge askerleri de dahil) 205.000.Fransızlar’ın kaybı 47.000. Toplam 252.000.

Bizim kaybımız ise 251.309’dur. Bizzat cephede şehitolanların sayısı değildir. Toplam zayiat dendiğinde; yaralı,kayıp, esir, hava değişimine gönderilen, hastalıktan ölen,hastaneye giden anlaşılmalıdır. Buna göre:Bizzat cephede şehit olanların sayısı 55.000. Yaralı100.000. Kayıp 10.000. Hastalıktan ölen 21.000.Hastalıktan geriye gönderilen 64.000. Toplam 251.000.

Bu savaşın ardından Mehmet Akif’in ilk büyük destanı, “Çanakkale Şehitleri'ne“ başlıklı şiiridir. İkinci büyükdestanı ise Bursa'nın işgali üzerine yazdığı “Bülbül“ adlışiiridir. Üçüncü olarak da İstiklal Marşı'nı yazarak İstiklalSavaşı'nı anlatmıştır.I. Dünya Savaşı'ndan yenik çıkan Osmanlı

İmparatorluğu'nun İtilaf Devletleri'nce işgali sonucundaMisak-ı Millî sınırları içinde ülke bütünlüğünü korumakiçin girişilen çok cepheli siyasi ve askeri mücadele sonucunda kurulan ülkemiz için; bu savaşlarda ve bütünsavaşlarda yurtlan için canlarını veren aziz şehitlerimizinruhları ve gazileri önünde saygıyla eğiliriz.

Kaynak: 18 Mart Çanakkale Üniversitesi arşivi, Vikipedi, E. Tümg. Turhan Olcaytu

sayfa37

LOJiSTiK

LIFE

sayfa38

LOJiSTiK

LIFE

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ürünlerin tarla ve pazarfiyatları arasındaki makasın daralması için hareketegeçti. Bakan Tüfenkci yaptığı açıklamada, sebze vemeyve ticaretinde lojisti̇k altyapının geliştirilmesi velisanslı depoculuğun yaygınlaştırılmasına yönelik tedbirler alacaklarını ifade etti. Bu kapsamda sözkonusu piyasadaki aracı sayısının azaltılmasına yönelikpilot uygulamanın başlatıldığını belirten Tüfenkci, uygulamada tespit edilen sorunlara ilişkin çözüm yollarının da geliştirildiğini vurguladı.

Lojistik yatırımların hızlandırılması yönünde önemliadımlar atıldığına dikkati çeken Bakan Tüfenkci, buçerçevede soğutma üniteleri, soğuk hava depoları,kurutma, temi̇zleme, ayıklama, paketleme üniteleri vebunlara ilişkin makine ve ekipman alımlarına teşvik uygulanabileceğini aktardı. Bakan Tüfenkci, "Amasya,Antalya, Aydın, Balıkesir, Burdur, Bursa, Çanakkale,Diyarbakır, Isparta, İzmi̇r, Karaman, Malatya, Manisa,Mersin, Muğla, Nevşehir ve Samsun olmak üzere 17ildeki yatırımların teşvik kapsamına alınmasını planlıyoruz. Ayrıca, 250 bin lira ile 2 milyon lira arasındadeğişen teşvikler kapsamında, yatırımların azami yüzde75'i karşılanacak" diye konuştu.

Bakan Tüfenkci, teşviklerin bunlarla sınırlı kalmadığınıanlatarak, "Üreti̇ci̇ örgütleri̇ne i̇lave teşvikler devereceğiz. Altyapı desteğine ek olarak uygun ve yeterli̇

personel istihdamına yönelik teşviklerle de üreticilerimizin yanında yer alacağız." değer-lendirmesinde bulundu. Bakan Tüfenkci, sebzemeyvede zayi̇at oranının yüzde 10'a düşürülmesiyleekonomiye 15 mi̇lyar lira kazandırılabileceğine işaret etti.

“Lisanslı depo kapasitemiz genişlemeye devam ediyor”Tarım ürünlerinin modern alanlarla saklanabilmesineimkan tanıyan lisanslı depoculuğa ilişkin de açıklamalarda bulunan Bakan Tüfenkci, "Şu an itibarıyla42 kuruluş i̇zni̇ veri̇len li̇sanslı depo i̇şletmesi̇, 18 faali̇yeti̇zni̇ veri̇len li̇sanslı depo işletmesi̇, 9 da yetki̇lendi̇ri̇lenti̇caret borsası bulunuyor. Hububatta 808 bin ton,pamukta 15 bin ton ve zeytinde 5 bin ton olmak üzere828 bin tonluk lisanslı depo kapasitesine sahibiz. 2016yılı i̇çeri̇si̇nde bi̇r önceki̇ yıla göre faaliyetteki̇ li̇sanslıdepo i̇şletmesi̇ sayısında yüzde 88'li̇k, li̇sanslı depo kapasitesi̇nde i̇se yüzde 85'lik bi̇r artış sağlanmıştır.2017 yılında li̇sanslı depo kapasi̇temi̇zi̇ yüzde 100oranında artıracağız" şeklinde konuştu.

Üretime 'lojistik'teşviki geliyor

TİM'den ihracatçılara uyarıTürkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı MehmetBüyükekşi, dolar kurunda oynaklığın çok olduğunu,rekabet için istikrarlı olması gerektiğini vurgulayarak,"İhracatçılarımızın yüzde 5-7 arası bir kar marjı var,bu seviyelerde maliyet yapıp, daha düşük seviyelerdedövizleri gelince zarar görüyorlar" dedi.

Büyükekşi yaptığı açıklamada, döviz kurlarındaki artışve düşüş konusunda yaklaşımlarının yıllardır aynıolduğunu söyledi. Kurlardaki oynaklığa dikkati çekenBüyükekşi, "Biz ilk günden beri aynı şeyi söyledik; 10 yıl önce de 5 yıl önce de bugün de aynı şeyi söylüyoruz. Biz yüksek kur hiçbir zaman öngörmedik.Rekabet edebileceğimiz bir kuru istedik" diye konuştu.

Büyükekşi, yüksek kurların ihracat için de ülkeekonomisi için de fayda sağlamadığını, böyle bir şeyiarzu etmediklerini dile getirerek, "Bunu geçmişte deyaşadık. Dolar 1,70'lerden güven ve istikrarla birlikte1,50, 1,30'lara kadar geriledi. Burada da ihra-catçılarımızı dikkatli olmaya çağırdık. 'Bu seviyeler-den maliyet yapıp, mal satarsanız zarar edebilirsinizçünkü çok volatilite var' dedik" ifadelerini kullandı.

“Koruma altına almaya davet ediyorum”Bugün yaşananların da aynı olduğuna dikkati çekenBüyükekşi, şunları kaydetti: "İşte onu yaşıyoruz şuanda. 3,90'lardan 3,60'lara indi hatta geçen haftasonu 3,60'ların altını test etti. O yüzden, bizim reka-bet edebilmemiz için dolar kurunun 3,50 lira olmasılazım. İki hafta önce anket açıkladık. Üç aylık eğilimanketi, orada ihracatçılara sorduğumuzda 'Dolar kuru3,43 olursa biz rekabet edebiliriz' diyorlar. O yüzdenyüksek kurun, Türkiye'nin mali politikaları,ekonomimiz açısından bize bir faydası yok. Rekabetedebileceğimiz ve istikrarlı bir kur olması son dereceönemli. İhracatçılarımızın yüzde 5-7 arası bir kar marjları var, bu seviyelerde maliyet yapıp daha düşükseviyelerde dövizleri gelince burada zarar görüyorlar.Onun için ben şu anda bile ihracatçılarımızı tekrarkendilerini koruma altına almaya davet ediyorum."

Sebze ve meyve ticaretindeki lojistik altyapınıngeliştirilmesine yönelik 17 ilde teşvik verileceğiniaçıklayan Tüfenkci, "250 bin lira ile 2 milyon liraarasında değişen teşvikler kapsamında, bu alandaki yatırımların azami yüzde 75'ikarşılanacak" dedi.

Tedavi edilmeyen uyku bozukluğu uzun yol şoförleri için ciddi riskler oluşturabiliyor. Kalitesi bozulan gece uykusunun etkisiyle günlük yaşamdakonsantrasyon eksikliği ile birlikte, motor koordinasyon azalması, reflekslerdeaksama gibi nörolojik bozukluklar ortaya çıkıyor.

Araç kullanımında el, ayak uyumu gibi karmaşık motor koordinasyonu gerektiren işlerde başarı oranı düşerek iş ve trafik kazalarının oluşmasındaönemli rol oynar. Direksiyon başında uyuklama ve gündüz uykuya aşırı derecede ihtiyaç duyma, trafik kazalarına yol açabilir.

Sürücünün, aracı yolda tutabilmek ve güvenli hız seviyesinde seyredebilmesiiçin sürekli değişen yol koşullarına azami dikkati göstermesi gerekmektedir.Bu koşullar gündüz uyuklama, dikkat ve yoğunlaşma eksikliği ve uyku apnesiyaşayanlarda bu koşullara ayak uydurmak oldukça zordur.

Trafik kazalarında uykusuz araç kullanmak (%70,2), aşırı hız (%19,3), alkollüaraç kullanmak (%5,7) olarak tespit edilmiştir. Yapılan araştırmalarda uyuklayan sürücülerin, trafik kazalarının yaşanmasında en önemli nedenlerinbaşında geldiği tespit edilmiştir.

Uyku sorunu yaşayan sürücüler için risk faktörü; alkol tüketimi, uyku yoksunluğu / kronik uyku eksikliği, ilaç kullanımı ve uyku apne sendromudur.

Yapılan araştırmaya göre; 50 promil alkol alan kişiler ile uyku apnesi yaşayanhastalar aynı düzeyde etki görmektedir. Olay yerinde fren izine rastlanmayankazaların ve kafa kafaya çarpışmaların çoğu direksiyon başında uyuklamayabağlıdır.

LOJiSTiK

LIFE

GÖRÜYORUMYAZARLARIMIZ: Dr: MEHMET ŞÜKRÜ BAŞARIK

UZUN YOL VE UYKU BOZUKLUĞU SENDROM

sayfa39

sayfa40

LOJiSTiK

LIFE

Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği(BAİB) verilerine göre, şubattabölgeden 127 milyon 748 bin 921dolarlık ihracat yapıldı. Geçen yılınaynı ayında bu rakam, 108 milyon430 bin 163 dolar düzeyindeydi.Bölgeden yılın ilk iki ayındayapılan ihracat da geçen yılın aynıdönemine kıyasla yüzde 23,6artarak, 208 milyon 465 bin 314dolardan 257 milyon 707 bin 105dolara çıktı.

Sektörel olarak incelendiğinde,ocak-şubat döneminde bölge ihracatından en büyük payı 79milyon 769 bin 795 dolarla yaş meyve-sebze ürünleri, turunçgillerve çay ürünleri aldı. Aynı dönemde60 milyon 193 bin 286 dolarlıkmadencilik ürünleri, 21 milyon 643bin 351 dolarlık kimya, 20 milyon822 bin 145 dolarlık ağaç veorman ürünleri, 15 milyon 589 bin927 dolarlık da hububat, bakliyat,yağlı tohumlar ve mamulleri ihracatı yapıldı.Bu dönemdeki ihracat ülke bazında değer-lendirildiğinde ise en fazla dışsatımın 29 milyon 126 bin 271dolarla Çin Halk Cumhuriyeti'neyapıldığı görüldü.

Bu ülkeyi, Almanya (18 milyon 250bin 219 dolar), Romanya (15 milyon 566 bin 824 dolar),Ukrayna (13 milyon 866 bin 795dolar) ve Kazakistan (10 milyon616 bin 371 dolar) izledi.

Batı Akdeniz'denihracat artıyor

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nınaçıkladığı öncü verilere göre, dışticaret açığı şubat ayında 3.7 milyar dolar oldu.Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamaya göre; ihracat şubatta12.12 milyar dolar, ithalat 15.82milyar dolar oldu. İhracatın ithalatıkarşılama oranı ise yüzde 76.6olarak gerçekleşti.

Dış ticaret açığı3.7 milyar dolar

Nuhoğlu tekrar UND başkanıBu yıl 43. yılını kutlayan Uluslararası Nakliyeciler Derneği'nin (UND)Genel Kurul toplantısında Çetin Nuhoğlu tekrar başkan oldu. UlaştırmaDenizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan ile Gümrük ve TicaretBakanı Bülent Tüfenkci'nin katıldığı Genel Kurula çok sayıda nakliyecikatıldı. UND gerçekleştirdiği genel kurul etkinliklerinde, yeni yönetimkurulunu ve başkanı seçerken sektörün geleceği ile ilgili yapılmasıgerekenler de yapılan panellerle tartışıldı.

Dünya Ticaret Örgütü'nün Ticarete Kolaylaştırma Anlaşması’nın"Ekonomi ve Dış Ticarete Etkileri" başlıklı panelde özellikle tarife dışıengellerin kaldırılmasının dünya ticaretinin büyümesine yapacağı etkiyevurgu yapıldı. Panelde, ihracata konu olan malların artık gümrüklerdebeklemeden rahatça sınırları geçebildiği bir dönemin başlayacağı belirtilerek Türkiye olarak hangi adımların atılabileceği konuşuldu.

İhalelerde yeni düzenlemeKamu İhale Kurumunun "Elektronik İhale Uygulama YönetmeliğindeDeğişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliği" Resmi Gazete'de yayımlandı.Buna göre, ilgili idareye verilen şikayet dilekçesinin kaydı EKAP üzerindenyapılacak işlemler arasına dahil edildi.

Değişiklik kapsamında idareler ile aday ve isteklilerin EKAP yoluylaKurumca belirlenen yönlendirmelere uymaları ve istenen her türlü veri girişini eksiksiz, doğru ve güncel olarak yapmaları gerekecek. İstenen verigirişlerinin eksik veya hatalı yapıldığının anlaşılması halinde, eksiklik veyahata giderilinceye kadar, EKAP'ın ilgililer tarafından kullanımına ilişkinKurum tarafından gerekli görülen kısıtlamalar yapılabilecek. EKAP'a kayıtlıolan gerçek kişilerin adı, soyadı ve TC kimlik numarası ile varsa işletmeadı ve ticaret unvanı, tüzel kişilerin ticaret unvanı, vergi kimlik numarasıile varsa işletme adı bilgilerinin güncellenip son başvuru veya ihale tarihinden ve sözleşme imzalamadan önce Platforma kaydetmeleri zorunlu olacak. EKAP'a kaydedilen bilgilerin eksiksiz, doğru ve güncelolması gerekecek. Platforma kayıtlı gerçek veya tüzel kişiler tarafından,ilgili fıkrada belirtilen bilgilerde değişiklik yapılmasının gerektiği hallerde budeğişiklikler, en geç değişiklik tarihini izleyen 7 gün içinde ancak herdurumda son başvuru veya ihale tarihinden önce, son başvuru veya ihaletarihinden sonra gerçekleşen değişiklikler sözleşme imzalanmadan öncegüncellenerek EKAP'a kaydedilecek.

Uydu parçaları Türkiye'de üretilecekUlaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, AA muhabirineyaptığı açıklamada, Türkiye uzay konusunda geçmişten beri çalışmalaryapıldığını ancak çalışmaların daha dar ölçekli yürütüldüğünü ifade etti.Başbakan Binali Yıldırım'ın Bakanlığı döneminde uzay ve havacılıkkonusunda çalışmaların yapıldığını hatırlatan Arslan, "Biz, Ulaştırma,Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığına bağlı olarak Uzay ve HavacılıkTeknolojileri Genel Müdürlüğünü kurduk ve bu 5 yıldır genel müdürlükstatüsünde hizmet veriyordu." diye konuştu. Bu konuda ajans seviyesindebir kuruluş kurmaya çalıştıklarını anlatan Arslan: "Gerek havacılık sanayisinin gelişmesi gerek uzaydaki gelişmeler gerekse ülkemizin uzaydaki uydular marifetiyle aldığı yer çerçevesinde artık bunun bir genelmüdürlük seviyesinde yürütülemeyeceği, bunun bir ajans seviyesindeolması gerektiğini ve ülkemizin de artık uzayda olması gerektiğini, uzaypolitikalarına, havacılık politikalarına yön veren ülkeler arasında olmasıgerektiğini düşündüğümüz için ajans seviyesinde bir kuruluş kurduk" dedi.

Gelişen teknoloji ile birlikte inşaat teknikleri de oldukça geliştiğinden köprü, viyadük, tünel yapımlarıkolaylaşmış ve karayollarının standardı yükselmiş ve yol yapımı hızlanmıştır. Ülkemizin her yerineulaşan karayollarımızın uzunluğu 66.000 kilometreyi geçmekte olup, bunun 2100 kilometreden fazlasıotoyollardan oluşmaktadır.

Son yıllarda deniz ve havayolu taşımacılığında artışlar olmasına rağmen yük ve yolcu taşımacılığınınbüyük çoğunluğu karayolu ile yapılmaktadır. Uzayan ve kalitesi artan karayollarımız ile birlikte yük veyolcu taşımacılığında kullanılan araç sayısı artmıştır. 2016 yılı Mayıs ayı itibariyle trafiğe kayıtlı araçsayısı 20.000.000’u geçmiştir. Trafiğe kayıtlı araçların yarısına yakın olan 10.885.629 adedi otomobilolmakla birlikte 815.858 adedi kamyon, 219.308 adedi ise yolcu taşımacılığında kullanılan oto-büslerdir. Artan araç sayıları ile birlikte kaza sayıları da artmaktadır. TUİK verilerine göre 2014 yılıitibariyle ülkemizde meydana gelen yaralamalı kaza sayısı 168.500’ü, yaralı sayısı 285.000’i geçmişölü sayısı ise 3.524 olmuştur. Karayollarında meydana gelen iş kazaları pek çok çalışanın ölümüne,yaralanmasına ya da sakat kalmasına neden olmaktadır. Karayolları taşımacılığındaki trafik kazalarıdünyada işle ilgili yaralanma, sakatlık ve ölümün önde gelenlerindendir. Bu nedenle karayolu taşı-macılığında iş sağlığı ve iş güvenliği çok önemlidir. Yapılan araştırmalar göstermektedir ki; mevcuteğilim hiç müdahale edilmeden devam edecek olursa, önümüzdeki yıllarda dünyanın birçok böl-gesinde karayollarındaki kazalarda meydana gelen kayıplar daha da artacaktır. Karayollarındakarşılaşılan kazaların başlıca nedenlerini; insan faktörü, teknik faktörler, yol ve tabiat faktörleri olarakbelirleyebiliriz. Ancak bu faktörlerin içinde %80’e yakınında insan faktörü ilk sırayı almaktadır.

Karayolu-Taşımacılığında Karşılaşılan Risk Faktörleri ?

1- Fiziksel Risk Faktörleri, Fiziksel risk faktörleri içinde; Titreşim, gürültü, hava değişimleri ve gaz duman etkisi sayılabilir.Titreşimi emici rahat koltuklarla bu sorun minimize edilmeye çalışılmalı, garajda, araç dururken veyük boşaltırken motor durdurulmalı ve çalışan arabaların ekzos dumanından uzak durulmaya çalışıl-malıdır. Hava değişimlerinin etkisini azaltmak için uygun kıyafetler giyilmelidir.2- Psikolojik Risk Faktörleri Yük taşımacılığında yükün sağlam ve firesiz olarak zamanında teslim edilmesi, yolcu nakillerindeduraklama ve gecikmeler araç kullanıcısı üzerinde baskı oluşturabilmektedir. Çok sayıda insanlatemas nedeniyle hastalık endişesi, araç izleme teknolojileri , yalnız çalışma zorluğu gibi faktörlerbaşlıca psikolojik faktörlerdir. Ayrıca: patron ve müşteri baskı ve tacizleri de olumsuz psikolojik faktör-ler içinde sayılabilir. Yapılacak düzenlemeler, eğitimler ve geneli bağlayıcı kurallarla psikolojikbaskıların etkilerinin hafifletilmeye çalışılması faydalı olabilir. 3. Ergonomiİnsan-makine, madde ilişkilerini inceleyen ergonominin amaçlarından biri verimliliği artırmak, diğeriise insanların çalışırken zorlanma nedeniyle yıpranmasını önlemektir. Karayolu yük taşımacılığındabazen ağır kaldırılması ve özellikle uzun yolda devamlı oturma nedeniyle ortaya çıkabilecek sorunlarergonominin alanlarıdır.Ergonominin amaçlarından biri de araç ve gereçlerin insanların özellik ve yeteneklerine göre tasar-lanmasıdır. Sürücülerin dinleneceği yatak ve iç mekanlar, havalandırma, sürücü koltukları ergonomikolarak dizayn edilerek araç çevre koşulları uygun duruma getirilmelidir. 4- Sağlık FaktörleriUykusuzluk, sırt ağrıları, hava akımı veya klimaya bağlı yüz felci, enfeksiyon oluşması gibi risklerkarayolu taşımacılığında karşılaşılan sağlık riskleridir.Dinleneme yataklarının rahat, sürücü koltuklarının ergonomik olması uykusuzluk ve ağrıları minimizeedebilir. İyi dizayn edilmiş havalandırma sistemi yüz felci riskini önleyebileceği gibi, sağlık kontrollerienfeksiyon riskini bertaraf edebilir.5- Diğer FaktörlerUzun karayolu ulaşımında sık karşılaşılan risklerden biri de yorgunluk ve yeterli dinlenememedir.Genellikle ekonomik ve sosyal faktörler nedeniyle dinlenmeye yeterli zaman ayrılmayabilmekte ve budurum kaza nedenlerinden olabilmektedir. Dinlenme ve uyuma için yeterli zaman ayrılmalı ve ayrıl-ması için önlemler alınmalıdır.

LOJiSTiK

LIFE

GÖRÜYORUMYAZARLARIMIZ: İŞ GÜVENLİK UZMANI / OZAN İNAM

KARAYOLU TAŞIMACILIĞINDA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

sayfa41

LOJiSTiK

LIFE

sayfa42

İSTANBULYeni Havalimanıİstanbul'un Avrupa yakasında, Karadeniz kıyısındaki

Tayakadın ile Akpınar köyleri arasındaki 76,5 km2alana

yıllık 200 milyon yolcu kapasiteye çıkarılabilen terminali ilebirbirinden bağımsız altı pisti olacak şekilde yapılan havalimanı inşaatı hızla devam etmekte.

Üçüncü havalimanı karayolu taşımacalığında Kuzey MarmaraOtoyolu ve Yavuz Sultan SelimKöprüsü ile entegre olacak. Raylısistem olarak, Yüksek Hızlı Tren ilehavalimanındaki aktarma istasyonunda sonlanacak. Terminal,raylı sistem aracılığı ile Taksim'ebağlanacak. Bu raylı sistem, eskidemir yolu hattının güzergâhındangeçirilecek. Toplu taşıma aracılığıylaİstanbul'un tüm bölgelerinden ulaşımsağlanacak. Taksim'den havalimanına 15 dakikada ulaşılacak. Kule 90 metre yüksekliğinde, ayrıca lale figürlütasarımı ile 2016 UluslararasıMimarlık Ödülünü kazandı. Yeni Havalimanı İhalesi 3 Mayıs2013 günü yapıldı. 22 milyar 152milyon Avro ile Cengiz, Mapa, Limak,Kolin, Kalyon Ortak Girişim Grubu(OGG) kazandı. Devlete KDV dahil26 milyar 142 milyon Avro gelir çıktı.

Birbirinden bağımsız 6 pist.

Pistlerin uzunluğu 3500 metre.

sayfa43

LOJiSTiK

LIFE

Yolcu kapasitesi 90 ile 150 milyon yolcu arasında

olacak.

Öngörülen 77 kilometre karelik

alanı ile Dammam KralFahd Havalimanı ve üçABD havalimanı'ndan

sonra dünya'nın beşincibüyük havalimanı.

Apronun kapasitesi 500 uçak

olacak Havalimanı dünyanın

en büyük uçağı Airbus A380'e

uygun.

İstanbul 3. Havalimanına

erşimi sağlayacakmega kentin

trafik sorununçözümüne katkıda

bulunacakGayrettepe - 3. Havalimanı

metro hattı yapılacak.

İnşaatıCengiz, Mapa, Limak,Kolin, Kalyon Ortak

Girişim Grubu (OGG)yapmakta.

Kule 90 metre yüksekliğinde

ve 17 katlı.

Amazon ve Domino's Pizza gibidünya devi şirketlerin drone ilekargo teslimatı konusunda attığıadımlardan sonra yenilikçi şirketler de bu alanda çalışmalaryürütüyor. Ülkemizde de droneile teslimat işi yapan kurumlararasına PTT de katılıyor.Yetkililer bu alanda bir projehazırlığı içinde olduklarını ifadeettiler. PTT Genel Müdürü KenanBozgeyik, yaptığı açıklamada;PTT'nin Kargomatik isimli cihaz-dan ve drone ile kargo taşımaprojesi gerçekleştireceklerini

belirtti. Kargomatik isimli cihazkapıdan teslimata ihtiyaç duymadan insanların kargolarınıteslim almayı hedeflerken,İHA'lar (insansız hava aracı) ilekargo taşıma projesi de son alıcıtarafından kuryeye ihtiyaç duymadan drone ile kargonunteslim edilmesine imkan tanıyor. PTT gibi asırlardır bualanda hizmet veren bir kurumundrone ile teslimat konusundaadımlar atması diğer teslimat şirketleri için de örnek oluşturacak.

LOJiSTiK

LIFE

sayfa44

PTT drone'larla kargo teslimatı yapacak!

Nokia 3310 yenilenmiş versiyonuylatekrar karşımızda! Bugüne kadar 126 milyon adet satmış efsanevi Nokia 3310modelinin yenilenen sürümü, benzertasarım anlayışı ve özelliklerle Nokia-HMDCEO'su Arto Nummela tarafındanBarcelona'da gerçekleştirilen Mobile WorldCongress'de (Mobil Dünya Kongresi)tanıtıldı. Orijinal Nokia 3310 modeline göredaha küçük.30 güne varan bekleme süresive 22 saat konuşma süresiyle yine bu tele-fonun bir pil canavarı olduğunusöylenebilir.Yılın ikinci çeyreğinde satışaçıkacak Nokia 3310'un fiyatı iseyurtdışında 52 dolar...

Gediz Üniversitesi Mühendislik ve MimarlıkFakültesi’nde yerli teknoloji üzerine çalışan araştırmacılar önemlibir başarıya daha ulaştı. Elektrik-Elektronik Mühendisliği BölümüÖğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yavuz Bayam ile 5 kişilik araştırmaekibi, TÜBİTAK desteğiyle esneyip bükülebilen güneş panelleriyaptı. Ses dalgaları kullanılarak nanoteknoloji yöntemiyle plastik-ten elde edilen paneller, güneşten elektrik üretiminde yeni birsayfa açacak, yenilenebilir enerji sektörüne güç katacak.

Nanoteknoloji ile esnek güneş panelleri

sayfa45

LOJiSTiK

LIFE

TESADÜFİ TEKNOLOJİLER

Yeni Geliştirilen TeknolojiSayesinde Eski KitaplarKapağını AçmadanOkunabilecek...

Almanlar Tuz TanesiBüyüklüğünde, ŞırıngaylaEnjekte Edilebilen Kamera

İcat Ettiler

Dünyanın En Küçük TV AnteniÜretildi

Yeni Nesil Beton Esneyerek ÇatlamayıEngelliyor

Elektrik ÜretenKaldırım Taşları

Akıllanıyor

TESADÜFİ İCATLARSakız: Thomas Adams sakızı bulduğunda aslındaplastik yerine geçebilecek bir madde üretmeyeçalışıyordu. Post-it: Üretilme amacı uzay araçlarında kullanmakiçin iyi bir yapıştırıcı üretmekti. Paslanmaz Çelik: Harry Brearli'nin asıl amacı dahaiyi silahlar üretmekti. Oyun Hamuru: 1955’te Jopseph ve Noah McVickerduvar kağıdı temizleyici üretmeye çalışırken oyunhamurunu buldular. Teflon: Kimyacı Roy Plunkett soğutucu üzerindeçalışırken tepkimeye girmeyen ve yapışmayan bukimyasalı buldu. Kellik İlacı: İlk başta prostat tedavisi için üretildi.Islak Mendil: Yine Kimberley Clark'ın icadı aslındasoğuk kremayı silmek için üretildi.

Massachusetts Teknoloji Enstitüsü ve GeorgiaTeknoloji Enstitüsü’nden bilim insanları kitabınkapağından içindekileri okumaya yarayacak birsistem geliştirdiler. Böylece nadir el yazmaları gibikitaplara dokunmadan sayfalarını okumakmümkün olabilir. Geçtiğimiz çalışmada ekip üsttekidokuz sayfaya kadar her birine bir harf yazılmışsayfaları okuyabilmişti.

Normalde beton çimento, çakıl, kum vesu karışımlarından yapılabilir.ConFlexPave adı verilen bu yenimalzeme polimer mikro fiberler içeriyor.Bu madde insan saçından daha ince veağırlığı dağıtarak tüm kaldırım plakasıboyunca eşit şekilde yayılabilir.ConFlexPave adı verilen malzemenin metaller kadar dayanıklı olduğu ve ayrıca normal betonlara göre , iki katbükülmeye karşı daha dayanıklı olduğubelirtiliyor. Ayrıca mikrofiberlersayesinde materyalin kaymaya karşıdirenç kazandığı da iddia ediliyor.

Birleşik Krallık’ta 2009’dan beri elektrik üreten kaldırım taşı yapan Pavegan firması, yeni nesil karolardadaha verimli ve adım bilgilerini kaydeden akıllıkarolar yaptı. Pavegen firmasının ürettiği bu yenikarolar , basıldığında bir miktar hareket ederek,elektrik üretiyor. Başlıca insanları en çok gelipgeçtiği yerlerde kullanılan bu karolar, Parismaratonu, Brezilya ve Nijerya’daki futbolsahalarına döşenmişti. Firma şimdi bu karolarıgeliştirerek elektrik üretiminin yanı sıra, veritoplamayı da amaçlıyor. Yeni yapılan üçgentasarımın hem enerji üretimini hem de veriyakalamayı kolaylaştıracağı belirtiliyor. Hattayeni üretilen karolar eski karolara göre 200 katdaha fazla güç üretiyor.

Alman mühendisler şırıngayla verilebilecek kadarküçük ,bir tuz tanesi kadar bir kamera geliştirdiler.Teknolojinin özellikle, tıbbi görüntüleme ve gizligörüntülemede kullanılabileceği düşünülüyor.Stuttgart Üniversitesi’nden araştırmacılar 3 boyutluyazıcı kullanarak, sadece iki saç teli kalınlığındaoptik fibere bağlanacak, üç lensli bir kamerageliştirdiler. Bu tarzda bir teknoloji sayesinde insanvücuduna en az zarar verecek endoskoplar geliştirilerek, görüntülemede yeni bir aşamayageçilebilir. Ayrıca bu teknolojinin görünmez güven-lik sistemlerinde veya mini robotlarda otomatikgörüntüleme için kullanılabileceği belirtiliyor.

Araştırmacılar frekans alımında problem çıkarmayan, dünyanın en küçük televizyon anteniniüretti. Morelos Üniversitesi’nde (UAEM) geliştirilenbu dual anten hem analog hem de dijital yayınlarıalabiliyor ve sadece 11*6,5 cm genişliğinde,6mmkalınlığında ve sadece kaplandığında 80 gram ağırlığa ulaşıyor.

Dikdörtgen şeklindeki bu küçük anten gerçektenbir grup küçük anten grubunu içeriyor. Antendireğe ihtiyaç duymayacak ve çok düşük sıcaklıklarda çalışabilecek şekilde tasarlandı.Ayrıca anten iç ortamda herhangi bir ek ilaveolmadan kullanılabiliyor ve elektrik olmadançalışıyor. Ayrıca splitterle bir çok televizyonabağlanabiliyor.

LOJiSTiK

LIFE

sayfa46

“Tarihin tozlu sayfalarında yerinialmış şaşılacak 18 acayip bilgi!”

Bu içerik Onedio üyesi kullanıcıtarafından üretilmiş

1. En güçlü olduğu dönemde Roma imparatorluğu yaklaşık 4 milyon kilometre karelik bir alanayayılmaktaydı. Buna karşın Roma imparatorluğu ancak tarihteki en büyük 19. İmparotorluktur.

2. Geçtiğimiz 3.000 yılın sadece 240 yılı barış içinde geçmiştir.

3. Günümüzde kullanılan Amerikan bayrağı lise öğrencisi Robert Heft tarafından bir ödevolarak tasarlanmış ve Heft bu ödevinden ancak B- alabilmiştir. Bayrağın Amekian bayrağıolarak seçilmesinin ardından öğretmen Heft'in notunu A'ya yükseltmiştir.

4. Tarih boyunca gerçekleşen en kanlı 10 savaşın 7'si Çin topraklarında gerçekleşmiştir.

5. Pers İmparatorluğunun en güçlü olduğu M.Ö. 480'de dünya nüfusunun %44'ü bu imparator-luk sınırları içerisinde yer almaktaydı.

6. 1800'lere kadar protez dişler ölü askerlerin dişleri kullanılarak yapılırdı.

7. Buzul çağında Britanya adalarında yaşayan insanlar bere olarak insan kafatası kullanırlardı.

8. Eski Mısır'da sivrisineklerin Firavun'u sokmasını önlemek için aynı odada bulunanhizmetlilerinin vücutları balla kaplanırdı.

9. Eski Roma'da ağız bakım suyu olarak idrar kullanılırdı.

10. 700'lerin ortasında Çin'de gerçekleşen Lushan ayaklanmasında 40 milyon insan ölmüştür,bu rakam o günkü dünya nüfusunun 6'da birine denk gelmekteydi.

11. Büyük Petro (Deli Petro) karısının aşığının başını kestirmiş ve kesik başı karısının odasın-da muhafaza ettirmiştir.

12. Orta Çağ'da hayvanlar yargılanır ve bazen de ölüme mahkum edilirdi.

13. 1800'lü yıllarda insanlar canlı canlı gömülür ve tabutta bulunan bir çan mekanizmasıyardımıyla ara sıra zil çalmalarına imkan tanınırdı.

14. Moğollar oklarının ucunu ateşe vermek için öldürdükleri düşmanlarının vücut yağlarını kul-lanırlardı.

15. Eski Mısır’da bir hükümdar öldüğünde, tüm yardımcıları ve hayvanları onunla birlikte canlıcanlı gömülürdü.

16. En son süvari birliği 2. Dünya Savaşı sırasında kullanılmıştır. Alman piyade birliğinesaldıran Moğol süvarilerinden 2000 kişi öldürülmüş, buna karşın hiç Alman askeri ölmemiştir.

17. Büyük İskender tüm askerlerinden ailelerine mektuplar yazmasını ister ve ardından aileler-ine güzel şeyler yazmamış olan askerlerini idam ettirirdi.

18. Yue İmparatorluğunun kralı ordusunun en ön saflarına idamlık mahkumları yerleştirir vesavaş öncesinde kendi kafalarını kesmelerini sağlardı. Böylece düşmana ordusunun ne kadar"deli" bir ordu olduğunu gösterirdi.

sayfa

47

LOJiSTiK

LIFE

Derleme - Ecevit Kartal: Orta çağda ticaret kervanları, şimdiki Çin’in Xian kentinden hareketederek Özbekistan’ın Kaşgar kentine gelirler, burada ikiye ayrılan yollardan ilkini izleyerekAfganistan ovalarından Hazar Denizi’ne, diğeri ile de Karakurum Dağları’nı aşarak İranüzerinden Anadolu’ya ulaşırlardı. Anadolu’dan deniz yolu ile veya Trakya üzerinden kara yolu ileAvrupa’ya giderlerdi.İpek Yolu’nun bir kolu Baktriyo yolundan Hindistan’a gider, başka bir kol da Batı Türkistan’ıngüneyinden geçerdi. Doğu Türkistan’a Taklamakan Çölü’nün güneyinden veya kuzeyindengeçilirdi. Bundan sonra iki yol tekrar birleşerek Doyang bölgesine uzanırdı.Anadolu, İpek Yolu’nun da en önemli kavşak noktalarından biri olmuştur. Çin’den başlayan yolculuk Orta Asya’da birden çok güzergahı izleyip Anadolu’yu da geçerek Trakya üzerindenAvrupa’ya uzanmıştır. Buna ilave olarak, Ege kıyılarında Efes ve Milet, Karadeniz’de Trabzon veSinop, Akdeniz’de Alanya ve Antalya gibi limanları kullanarak deniz yolu ile de Avrupa’yaulaşılmıştır. Batıya pusula, kağıt ulaşınca Avrupa’nın deniz gücü gelişti. Hıristiyan aleminindoğudaki son temsilcisi Bizans da 1453’te fethedilince tarihi İpek Yolu önemini kaybetti. Avrupadevletlerinin gemileri ticareti devam ettirebilmek için Ümit Burnu’nu dolaşarak, Hindistan’a veÇin’e gelmeye başladılar.

Anadolu’da İpek YoluKuzeyde: Trabzon, Gümüşhane, Erzurum, Sivas, Tokat, Amasya, Kastamonu, Adapazarı, İzmit,İstanbul, Edirne,Güneyde: Mardin, Diyarbakır, Adıyaman, Malatya, Kahramanmaraş, Kayseri, Nevşehir, Aksaray,Konya, Isparta, Denizli, AntalyaAyrıca, Erzurum, Malatya, Kayseri, Ankara, Bilecik, Bursa, İznik, İzmit, İstanbul güzergahının dakullanıldığı bilinmektedir.Issız yollar üzerinde kaleyi andıran görünümleri, zengin taş süslemeleri ile mimari açıdan da etkileyici olan gezi ve ticareti emniyet altına alan, sosyal dayanışmayı sağlayan, gelenlerin mallarını pazarladıkları durak yerleri, ordunun sefer zamanında ikmalini kolaylaştıran üsler kurulmuştur. Yürüyüşle 8-10 saati geçmeyen, 30-40 km aralıklarla inşa edilen kervansaraylarıniçinde nalbant, hekim, baytar ile birlikte hamam, çeşme, mescit gibi kısımlar bulunmaktaydı.

İpek Yolu’nda kara ve deniz önceliği devam edecek...İpek Yolu’nun en önemli rolü, Doğu ve Batı kültürleri arasında bir köprü kurulmasını sağlamışolmasıdır. Bu sayede Doğu’nun zengin medeniyeti Batı’nın uygarlığını ve ticaretini geliştirmiştir.İpek Yolu’nun bir başka etkisi ise Hindistan ve Çin’den gelen baharatlar ile özellikle AvrupaMutfağı’na olmuştur. Yemen’den gelen kahve Batı’nın damak zevkini önemli ölçüde değiştirmişve geliştirmiştir. İpek Yolu Asya’yı Avrupa’ya bağlayan bir ticaret yolu olmasının ötesinde, yüzyıl-larca bölgede yaşayan kültürlerin, dinlerin, ırkların da izlerini taşımış ve olağanüstü bir kültürelve tarihsel zenginlik sunmuştur. Bu yol ile felsefe, sanat, ahlak, örf ve adetler aktarılmıştır."Ortadoğu, Orta Asya ülkeleri, Çin ve Avrupa arasında bir aktarma merkezi olmasından kaynaklanan özellikli konumu ile lojistik üs olma iddiasını her geçen yıl güçlendiren Türkiye,coğrafi konumunu avantaja çevirmek için altyapısını da güçlendirmeye çalışıyor. Uzakdoğuile dış ticaretimizde belirleyici taşıma modu geleneksel olarak denizyolu ve konteyner taşımacılığı olmaya devam edecek...

İpek Yolunda hakimiyet kara ve deniz taşımasında

sayfa48

LOJiSTiK

LIFE

Honda Türkiye, Yeni Civic' in yeni versiyonlarınıülkemize getirmeye devam ediyor. 2017 Honda Civic' inTürkiye pazarına giren son versiyonu 2017 Honda Civic RSoldu.Kaputunun altında 1.5 litrelik turbo benzinli motor ile yollara çıkacak olan 2017 Honda Civic RS, 109.900 TL fiyatetiketine sahip. Bir önceki kasada 1.8 litrelik V-TEC ünite ilesatışa sunulan Civic RS, bu sefer 1.5 VTEC Turbo ile yollaraçıkacak.Bu motor ile 182 beygir güç üretebilecek olan 2017Honda Civic RS, makismum 216 nm tork üretebilecek.

Şanzıman seçenekleri ise 7 ileri manuel ve CVT otomatik olacak.2017 Honda Civic RS turbonun ölçüleri ise 4633 boy,1799 mm genişlik ve 1416 mm yükseklik ile tasarlandı.

HONDA

Yeni Ford Kuga, gelişmiş teknolojik özellikleri, etkileyici sürüşdinamikleri ve küçük hacimli 1.5 lt dizel motora eşlik eden

manuel ve otomatik şanzıman. Yeni Ford Kuga’da Ford’unyeni SUV tasarım diline sahip yeni trapezoid ızgara, LEDgündüz farları, yeni sis farları, yeni stop lambaları ve yeni

tasarlanmış bagaj kapağı ilk bakışta dikkatleri üzerine topluyor. Yeni Ford Kuga’da, 1,5 litrelik 120 PS güç ve 300

Nm tork değerine sahip TDCi dizel motor, Türkiye’de ilk kezPowershift otomatik şanzımanla sunuluyor.

Titizlikle tasarlanmış iç mekanda, daha sade kontrol butonlarına yer verilirken, birçok özellik de SYNC3 sistemiyle

birlikte 8 inçlik dokunmatik ekrandan kontrol edilebiliyor.

FORD

Lastik ömrünü uzatmak için neler yapılabilir?

Lastiklerin bakımı ve doğru kullanımı hem güvenlik hem de ekonomiiçin oldukça önemlidir. Uzun ömürlü lastik daha az para kaybıanlamına gelir. Peki, lastik ömrünü uzatmak için ne yapmalı?Michelin, bu konuyla ilgili ipuçlarını paylaştı. Buna göre, binlercekilometre yol yapmak için geliştirilen lastikler; fiziksel, çevresel veinsan faktörü olmak üzere üç ana kategorideki etkileyiciden zarargörüyor.Hasarl Lastikler: Yaşlanma, aşınma, hasar, yol şartlarından zarargören lastiklerin kilometre ömrü önemli ölçüde azalır. Lastikyüzeyinde, yanaklarında meydana gelen kesik, yırtık ve şişliklernedeniyle ömrünü tamamlayan lastik, yol ve yolcu güvenliğini tehditeder. Bu yüzden bakımları düzgün şekilde yapılmayan lastikler, dahafazla hasar ve aşınmaya maruz kalarak araç ve yolcu güvenliğiniazaltır.

İnsan Faktörü: Lastik ömrünü tehdit eden bir diğer aktör ise insanfaktörü olarak ön plana çıkıyor. Lastiğin rutin kontrollerinin yapılmaması, doğru lastik hava basıncında tutulmaması, patlak şekilde kullanılmış bir lastiğin yeniden şişirilmesi lastik ömrünüdoğrudan etkiliyor.

Farkl Lastikler Kullanmayın: Ayrıca farklı tiplerde lastiklerin eşzamanlı olarak kullanılması, ani hızlanma ve frenlemeye bağlı kul-lanış biçimleri, jant ve lastiğin ebatlarının eşleşmemesi, mevsimegöre lastik kullanılmaması, balans ayarının yapılmaması nedeniylede zarar gören lastikler direksiyon hakimiyetinin kaybedilerek yol veyolcu güvenliğini olumsuz yönde etkiliyor.

Çevre Etkenleri: Hava koşulları; aşırı sıcaklık, yağmur, kar, buz,yağ ve gres yağı gibi çevresel faktörlerden de olumsuz etkilenenlastiklerin kilometre ömrü önemli ölçüde azalıyor.

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek trafik sigor-tasında yeni dönem için kolların sıvandığını belirtti.Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek: "(Trafik sigor-tası) Şu anda yeni bir model üzerinde çalışıyoruz.Sistemin şöyle bir eksikliği var, trafik sigortası zorun-lu bir sigorta. Sizin karşı tarafa vereceğiniz zararıkarşılamak için düzenlenmiş. Dolayısıyla arabadançok aslında şoförün sigortalandırılması lazım.Arabanızın sigortası var, belki de hiç deneyimiolmayan bir şoföre 'hadi al sür' diyorsunuz. Primleriyükselten bu tür faktörler var. Hazine'ye söyledim,arkadaşlar çalışıyor. Sadece taşıtın değil sürücününrisklerini de dikkate alan bir sistem... Bu muhtemelenkaza ve zarar sayısını azaltır, primleri aşağı çeker."

Trafik sigortasında yeni sistem

Vedat AYDEMİRİstanbul / Evrensel

Bir insandan hatta hayat arkadaşındanayrılmak, ona dair anılardan ayrılmakanlamına da gelir mi? Hiç ortak noktalarıolmasa bile paylaşılan birçok zaman vebirçok mekan ayrılan çiftlerin ortak noktası olmaya devam eder. Saygı,sevgi, aşk gibi soyut kavramlartükenebilir hatta nefrete, saygısızlığa vehuzursuzluğa dönüşebilir. Ülkede boşanma oranlarının bu denli yüksekolması, tüketim toplumunun nesneleribırakıp ilişkileri de tüketmesi “Ayrılık”oyununun modern hayata ve modernilişkilere nasıl ışık tuttuğunu bir buçuksaat içinde üç duvar arasında izleyeceksiniz.

Behiç Ak’ın kaleme aldığı, Prof. Dr.Semih Çelenk’in yönettiği oyun, ikili hayata ilişkin, budalalıklarımıza,sevimliliklerimize ilişkin eğlenceli ve sıcakbir güldürü. Her an birilerimizin hayatındayaşadığı anlarla örtüşüveriyor. Sahnedekiinsan/insanlar bize bir anda çok tanıdıkgeliveriyor. Ama sonra biz bu hataları hiçyapmamışız, yapmazmışız gibi oluyor.Onların budalalıklarına, şaşkınlıklarınagülüyoruz.

AYRILIK SONRASI ALIŞKANLIKLARSevinç Erbulak, Fırat Tanış ile 4 yıllıkevliliğini sonlandırmış bir kadını canlandırıyor. İkili, 1 yıl 12 gün, pardon “1

yıl 13 gündür” ayrı, bu süre içinde hiçgörüşmemişler. Bir tatil günü Erbulakevde temizlik yaparken telefon çalıyor.Arayan Fırat Tanış. Telefondaki ses öncetedirgin sonra olası bir gerginliği önlemekistercesine neşeli bir sesle konuşuyor.Arkadaşça sohbetin ardından Tanış, kendini bir şekilde eve davet ettirmekisterken Erbulak, boşandığı ve 1 yıldırgörüşmediği eski eşine güçlü görünmekadına o klasik yalanı söylüyor “Ben detam hazırlandım, çıkıyordum”. Tutmuyorelbette bu yalan. Kahveler içiliyor sohbetler ediliyor ve sıra eski defterlerinaçılmasına gelince kıyamet kopmuyortabii. Tartışmaların içtenliği ve incirçekirdeğini doldurmayacak sebepleroluşu günlük hayatın her anındakikarşılaştığımız bilindik çift kavgalarındanbir sahne oluşturuyor. Ama bir dakika!“Biz boşanalı çok oldu ne diye tartışıyoruz ki”. Bu sefer sıra geliyor ayrıkalınan sürede kimin en çok eğlendiği vemutlu günler geçirdiğine dair sözlü yarışmaya.

Gece hayatına düşkün Fırat Tanış, sakin,düzenli ve sağlıklı bir hayata geçişinianlatıyor. Sevinç Erbulak ise tam tersineher gece ne kadar eğlendiğinden sözediyor. Ayrı kaldıkları süre içinde hayatlarına giren insanlar yarıştırılırkenFırat Tanış’ın kıskançlık belirtisi sorularıda arka arkaya gelmeye başlıyor.Tartışma zirvedeyken ve Tanış, evi terketmek için doğrulurken Erbulak, Tanış’ın

gömleğindeki bir söküğü fark ediyor veistemsizce eski sakin hallerine dönüyorlar. Bazen kur yaparak, bazenşaka, bazen kavga ederek… Bu konuşmalar, şakalar, kavgalar onlarınne kadar yalnız olduğu gerçeğini ortayaçıkarıyor ve bir de acıkmış olduklarını;yıllardır hiç ortak bir iş yapmamışolmalarına rağmen beraber bir omletyapmaya koyuluyorlar…

HEPİMİZİN HAYATINA YOLCULUKOmlet yapımında da sürüyor iki kişininhayatına uzanan sohbet yolculuğu... O yolculuk aslında hepimizin hayatınadeğiyor. Yer yer ince mesajlara yer yersosyolojik tahlillere dönüşüyor. Bir amaç için bir araya gelinen derneklerde, amacın aynı olmasınınbölünmeleri ortadan kaldırmamasınaişaret edilmesi gibi... Hatta çoğu bölünmelerin pek bir anlamsız olduğumasajının iletilmesi gibi. Oyunda bumesaj ‘vejetaryen’ tartışmalar üzerindenfevkalade başarılı bir şekilde veriliyor.

Sosyal demokratlara yönelik,“Demokratlıktan bir türlüsosyalleşemedik” göndermesi gibi kıvrakespriler ustaca yediriliyor iki kişilik sohbete. Ve bu sohbet yolculuğu SevinçErbulak ve Fırat Tanış’ın başarılı oyuncu-luğuyla komedi fırtınasına dönüşüyor.

sayfa49

LOJiSTiK

LIFE

89. Akademi Ödülleri sahiplerinibuldu. La La Land, 6 dalda Oscaralırken, Moonlight en iyi film seçildi.En İyi Film Ödülü Moonlight’agiderken bu yılki ödül töreninde ilkkez bir Müslüman oyuncu Oscarödülü sahibi oldu. Moonlight filmindeki rolüyle Mahershala Ali, eniyi yardımcı erkek oyuncu dalındaOscar Ödülü kazandı.Amerikalı ünlü talk show sunucusuJimmy Kimmel’in sunduğu ödültöreninde dikkat çeken mesajlardanbiri de ABD Başkanı DonaldTrump’ın, vize, göçmenler ve sığınmacılar konusundaki poli-tikalarına ilişkin yönelik eleştirileroldu. Töreni sunan Kimmel, "Artıkbizden nefret eden 225 ülkedeizleniyoruz. Ülke artık bölünmüşdurumda ve insanları bir arayagetirmen gerek, dediler" sözleriyleTrump'ı eleştirdi.

2017 Oscar Ödüllerisahiplerini buldu

TİYATRO

'Ayrılık’: Bir evlilik ve hayat sorgulaması