View
5
Download
0
Category
Preview:
Citation preview
. ' • J ISSN 1300-3372
TÜRK Iç:ÜLTÜR ÜNÜ ARAŞT.IRMA ENSTİTÜSÜ
/
" -'
! l i.
' t
AYLIK DERGİ
393 SAYI 393 YILXXXIV OCAK 1996
-.·- .. . ·
ALANYA HALK İNANÇLARINDA SU MOTİFİ
Ali Rıza GÖNÜLLÜ
Türk devlet felsefesi içinde, önemli·bir mevlde sahip olan yer ve su telakkisi, milletimizin, inanç sistemine de yansımış ve· bunun tabii bir tezahüıü olarak da, cemiyet hayatında yer ve su kültü doğmuştur. Biz burada,_ su kültünün Alanya'daki izleri üzerinde dunnaya çal'ışacağız. Bilindiği üzere cemiyet hayatımız-
. da, su inancının mevcudiyetine dair en eski belgeler, Gö)ctürkler devrinde ortaya çıkmaktadır. Buna dair misalle.ri ise; Göktürk bengü taşlarında gönnekteyiz. Mesela; "Yukarıda Türle tanrısı, Mukad_des yeri(ve) suyu, öyl!! tanılın etmiştir. Türk Milleti, yok olmasın d_iye, babam Ilteriş Kağanı, annem Ilbilge hatunu göğün tepesinden tutup yukan kaldırmıştır''(l).
Yine, Kimek Türklerinde(2), Bulgar Türklerinde(3) ve Oğuz Türklerinde (4) su inancı mevcuttur.
Türk-İslam kültür muhitinin muhteşem eserlerinden birisi olan Dede Korkut kitabında da su inancı hususi bir yer tutmaktadır. Mesela; ikinci hikayede Salur Kazan ırmağa şöyle .der; "Çağnam Çağriam _kayalarcfan çıkan su .
Ağaç gemileri oynata,n su .
HcıSan ile Hüseyinin hasr'!ti su
Bağ ile Bostanın ziyneti su
Ayşe ile Fatmanın nikahı su
Şahbaz atlar gelip içtiği ·su
Kızıl develer gelip geçtiği su
Ak koyunlar gelip, çevFesinde yattığı su
Ordumun haberini verir misin bana değil mana
Kara başım kurban olsun suyum sana"(5)
47 '
SAYI393 TÜRKKÜL'f9Rü YIL XXXIV
Günümüzde de muhtelif Türk zümrefori, ~fil4 su inancını yaşatmaktadır. Mesela; Batı Trakya Türkleri(6), Bulgaristan Türkleri(?), 'Azerbaycan Türkleri (8), Kazak Türkleri, Baş Kurtlar, Türkiye Türkleri vs.(9).
Şimdi de, Alanya halkının inanç sistemi içinde, _su kültünün izlerini göste~ relim. ·
Alanya halkının maddi \'.e manevi hayatında, yoğun bir şekilde faydalandığı su; fertlerin ruhi, bedeni Ve geleceğe ait değişik; duygu ve düşüncelerinin yerine gelmesinde önemli bir vasıta hüviyetindedir. işte bu sebebten dolayı, cemiyetimizde su: koruma, qilek ve sağaltma sembolü olarak kullanılmaktadır.Bunlarla ilgili derlemiş olduğumuz misaller ise şunlardır.
1. SUYUN KORUMA SEMBOLÜ OLARAK KULLANILMASI
1- Çocuk yeni elbise giydiği zaman, büyükleri tarafından, si.ı getinnesi için gönderilir. Daha sonra da, "Çocuğun sağlıklı, elQisenin ise, dayanıklı-olması dü-. şüncesi ile" onyn getirdiği sti içilir(lO).
2- Yörükler, Şıh . köyünün imamlı mahallesine gid.en, batı yönde~ yolun üstünde bulunan sudan su alırlar ve bu su ile hayvanlarını türlü dertlerden lç.orumak için kırklarlar (Yıkarlar)(l 1).
3- Doğum yapan iç.adın ve çocuğu, doğumun 15, 30 ve 40. günlerin.de kırklanır. Kırk suyunun içine ise, üzerine dua oku~uş kı_rk taş atılır. Aynca, iste-: nirse, son kırklamada, evde mevcut olan eşyalar ve evin görünen yerleri de kırk-lanır(l2): ·
1.
· 4- Yayla göçünden önce~ yöİükler tarafından, yavrulayan keçiler, deniz ke-nanna getirjlir ve her_ keçi deni.ze atılarak kırklanır. Bu olay üç çarşamba, -gün dolusunda (Kuşluk vakti) yapılır. Eve dönerken de, yanlarına .deniz suyu alırlar ve ağıld~ oğlaklann üzerine serperler(l 1). ·
5- Çocuğu olmayan kadınlar, hamile olan kadınl.ar ve yeni doğum yapmış · kadınlar, aydaş olmamak için, vefat ederi şahsın yıkandığı su ile kırklanırlar. Yine vefat eden bir şahsı. veya bir cenazeyi görenler de, aydaş olmamak için, yüz-lerini yıkarlar(12). . · . · · . .
il. SUYUN 1
DİLEK SEMBOLÜ OLARAK KULLANILMASI
1- Beş Mayı~ı 6 Mayıs'a bağlayan Hıdırellez gece$i, konu ile yakında.o. ilgili;_ çeşitli uygulamalar yapılmaktadır.
48
SAYI393 A.R. GONOLLO YIL XXXIV
a- Hıdırellez gecesi, sabaha karşı, iki rekat hacet namazı kılınır ve dua edilir. Bunun bitiminde ise, önceden hazırlanan kınnızı bir kese içine, .üzerine Hıdırellez duası ve dilek yazılmış kağıtlar ile, bir miktar para konur. Ağzı büzülür ve diken gülü dalına asılır. Sabah gün doğmadan önce, bu. torba alınır ve deniz kenarına gidilir. Burada, dilek kağitlan torbadan çıkarılır ve dua edilir. Kağıtlar tekrar torbaya· konulduktan sonra, arkaya bakmadan eve gelinir. Kese, içindeki-lerle birlikte saklarur(l 3). ·
b- Hıdırellez 'gecesi; binbir.zeytin yaprağının her birine bir ihlas suresi okunur ve sabah gün doğmadan önce deniz kenarına gidilir "Ben saldım deryaya, derya götür Mevlaya" denir ve dileklerini söyleyerek, yaprakları denize döker-
· ıer(l4).
c- Hıdırellez gecesi, gece yansından sonra, deniz kenarına gidilir. Dilekler kumsala çizilir ve daha sonr.;ı. iki rekat hacet nar11azı kılınarak dua edilir. Deni~ ze arılık .atılır (Arılık=Se~bolik bozuk para) ve arkaya bakmadan eve dönülür (15).
d- Hıdırellez gecesi, sabah ezanı okunmadan önce, gençler dileklerinin olması için, denizden kırk dalgadan su alırlar ve denize anlık atarlar. Daha sonra da bu su ile kırklanırlar(l6).
2- Hamile kadın kolay doğum yapmak için, doğum sancısı başladığı za- · man, kolay doğum yapan bir şahsın elinden su içer (17).
3- Yakınlan, yolculuğa çıkan şahsın arkasından, sağ salim gidip gelmesi · için, su dökerler(l 2). ·
III. SUYUN SAGAL TMA SEMBOLÜ OLARAK KULLANILMASI
·-ı- Aydaş olmasından mütevellit, çocuğu olmayan ka~ınlan, bu dertten kurtarıp çocuk sahibi yapmak için, onlar üzerinde, bazı kırklama pratikleri u~gulanmaktadır. Kırklama; aşağıda da belirttiğimiz gibi; aydaş kadının, belirli usuller tatqik edilerelç yıkanması demektir. Kırklama işini ise, aydaş kadına kan bağı ile akraba olmayan bir kadın yerine getirir ve buna arılık verilir. Bütün .kırklama pratikleri (bazı istisnalar hariç) çarşamba günleri; gün dolusunda (kuşluk vakti) icra edilir. Bu işlemler üç çarşamba devamh yapılır. Aydaş kadın, kırklandıktan .sonra eve giderken arkasına bakmaz ve hiç kimse ile konuşmaz. Şimdi kırklama pratiklerini verelim.
a- Bir yarasa -Olü veya diri olarak yaJ<,alanır ve bir bez parçasına bağlanır. Bu yarasalı bez, bir eleğin içine konur, kırklanacak şahıs, üç yol ayınmına geti-
. 49
i
ı 1 .
TÜRK Küı,TORü YIL XXXlV
rilir (Şahsın üzerinde gömlek .olur). Başının üstüne elek konur, bunun üzerine de vücudu ıslatacak şekilde üç kere su dökülür.
b- Kırklanacak şahıs, üç yol ayıru;nına getirilir ve başının üzerine elek ko-- · nur: Eleğin içine ise, ayna, tarak, ağzı delik dişi anahtar, majcas, bıçak; her birine ihlas suresi okunmuş kırk küçük taş (bir beze bağlanmış olarak) konur. Eleğin içine vücudu ıslatacak kadar, üç d~fa·su dökülür.
c- Denizden, kırlç. dalgadan, her birine ihıas .suresi okunarak, kırk defa bir miktar su alınır: Bu su bir kaba konur. Aynca, kırk'ı çıkinamış bir mezardan bir parça toprak alınır ve bir be~ bağlanır (Bu toprak kırklamadan. sonra·me'.?ara tekr;rr konur). Hasta şahıs, üç yol ayırımına getirilir ve başının üstüne elek \(onur. Eleğin içinde .mezardan alınan toprak da vardır. Bunun içerisine de, deniz-den alınan su üç defa dökülür. ·
d- Mum veya kurşun, bir tavaya konur ve ·ateşte eritilir. Daha sonra bir borudan, su dolu bir kabın içine dökülür . . Suyun içinde bir şekil meydana gelir .
. MeseHi hayvan veya insan gibi. ~u varlığın kemiği bulunur. Hasta şahıs; üç yol ayırımına getirilir ve başının üstüne içinde kemik bulunan elek ·koniır. · Bunun üzerine de üç defa su ~ökülür.
e- Kırk anahtarlı hacı taşı bulunur. Bir kaba su konur, hasta şahıs üç yol ayırımına getirilir ve b?şının üstüne, bu taS ile üç defa su dökülür. · · · .
f- İki şahıs · aynı zamanda evienir ve · kırk gün içinde biri diğerini görürse kırk'ı karışır. Bunlardan birisinin çocuğu olmazsa, çocuğu olan, diğ~r kadının elbisesinden, haberi olmadan bir parça alır; hasta şahıs üç yol ayırımına getirilir ve altına bu bez parçası ~onur: Başından üÇ defa su dökülür.
g- Çocuğu olup da, daha sonra, bu çocuğu vefat eden ve bir diiha çocuğu olmayan kadının, ilk çocuğunun mezarından; bir.parça toprak alınır (Bu toprak
· kırklavıad!iJ1 sonra tekrar mezara konur) ve ~ir beze bağlanır. H.asta kadın 4ç yol ayırımına getirilir ve başının üstüne, içinde topraklı bez olan elek konur. Bu-nun üzerine d~ üç defa su· dökülür. · ·
· ğ- Tavuk yumurtasının içi boşaltılır. Boş yumurta ile kırk ölçek su alınır. .. Hasta kadın, üç yol ayırımına getirilir. Başının üstüne elek konur. Bunuri içinde de ,µıakas; tarak, ayna bulunmaktadır. Eleğin üzerine üç. defa· daha önce hazırla-nan su ·dökülü,r. ·
h- Denizden, havuzdan ve kuyudan birer kova su alırur. Kuyu suyu kaynatıl~r ·ve içine, besmele ile kırk bir kuçük taş atılır. Bu :suyun içine aynca de- ·
50
SAYI393 A.R. GÖNÜLLÜ m XXXIV
niz ve havuzdan alınan_ su da karılır. Hasta kadin cuma günü öğle vakti, bu su ile banyo yapar. Bu işlem haftasında ve kırk birinCi gün tekrar edilir (18). - .
/ .
2- Her türlü nüska, akar ·s uda veya denizde yıkanırsa, tesiri kaybolur (12). .
3- Büyü yapılan şahıs, kayıkla vb. araçlarla akarsuda veya denizde gezerse· büyünün tesiri yok olur(12).
. 4- Vücudunda yara vb. olan şahıs, güler pınarı (Keller muhan) mahallesinde bulunan temriye suyundan, üç çarşamba günü, -gün dolusunda (kuşluk vakti) yarasına . sürer .. Daha sonra dua okur .ve buraya anlık bırakır (12). .
5- Yel hastalığı olan şahıs, Dere köyünün Yürek mevkiindeki, çınar ağacının'clibindeki yel suyu il~. iki rekat namaz }qldıktan sonra ağn ve sızı olan uzuvlarını yıkar. Bu işlemi bitirdikten sonra ise, oraya anlık bırakır ye çınar ağacının
'dallarına bez parçastbağlar(19).
. . · 6- Yürek darlığı olan şahıs için, ocaklılara çanak · yazdırılır (Porse
len bir tabağa muhtelif dualar yazılmasıdır): Hasta şahıs,, belli bir gün, bunun içine su koyarak içer. Aynca, bir bardak suya da dua okunarak içilir (12). . .
7- Nazar olan şahısa, nefesi kuvvetli şahıslar tarafından dua okunur. Bunun sonunda ise, şahsın. üzerine su serpilir(12). · ·
. ' 8- Aydaş şahıslar,· bu dertten kurtulmak için mum döktürürler. Bu işiem
şöyle yapılır: Ocaklı kadın, bir kap siı kaynatır.- Aynca bi.r cezve içinde, bir parça balmumu eritir~ Hasta şahsı~ başı üstüne su dolu bir kap koyar ve kaynamış balrnumunu bir maşa üzerinde bulunan delikten bu ·suya döker. Daha sonra, balmumlu kaba; bir miktar soğuk su ilave eder ve balrnumunu eline alarak bakar. Hastalığın teşhisini koy~r (Kırk-karışmış vs. gibi). Ayİıi işlemi kann ve ayakların üzerinde · de yerine getirir. Bunların neticesine bakar ve hastalıkla ilgili kesin teşhisini söyler. Kırklaması gerekiyorsa ohu kırklar. Bu pratik de şöyle yapılır; hasta şahıs e1biselerini çıkarır -ve tahta bir oturağın üzerine oturur. Başının üstüne bir delikli konur. Bunun üzerinden, dua .okuyarak üç defa ılık su dökülür (Deliklinin içinde; şişe kapağı, ayakkabı altı, tavı,ık kemi-
. ği, toprak, ılgın otu v.s. bulunur). Ayakkabı altı ile, hasta şahsın ağzının sağına ve soluna hafifce vurulur. Bal mumu eve getirilir ve münasıp bir yere konur (20). . .
51
1 .
; .
TORKKOLTORO . YIL xxxrV
_ 9- Aydaş çocukları, sağhğeıkavuştunnak gayesi ile, Oba kasabasında bulu. nan ~lik değirmeninin suyunda dua okuyarak kırklarlar. Bu işlem bittikten sonra da değinnene anlık bırakılır ve arkaya bakmadan eve dönülür(12).
Görüldüğü gibi; 1- Eski Türle inanç sistemi içinde önemİi _bir yeri olan ağaç, taş ve toprak kültleri, muhtelif rakamlar (3, 7, 40 vs. gibi) ve kansız.kurban türleri (Suyun seıpilmesi, anlık bırakılması, v .s. gibi) bazı · pratiklerde, su
· inancı ile müşterek icra edilmektedir.
2- Pratiklerin büyük; bir çoğunluğu İslfuni bir hüviyete bürünmüştür.
3- Su; insanımızı her türlü kötülük ve hastalıktan arındıran ve onların arzu-larının gerçekleşmesine v_esile olan bir unsurdur. ·
Hül~a; tarihi cemiyet hayatımızda mevcut olan su kültü. bu gün de Alanya halk inançları içinde faal bir şekilde yaşamaktadır.'
KAYNAKLAR
(1) Prof. Dr. Muharrem :ı:'.RGIN, Orhun Abideleri, s. 35, lstıı.nbul, 1973.
(2) M.Kemal ÖZERGlN, _Khrİekler ve Klmek Devleti, s. 394, Atsız Armağani, İstanbul, 1976.
(3) Prof. Dr. Bahaattin ôGEL, İslamiyetten Önce Türk Kültür Tarihi, s. 266, Ankara, 1984_
(4) lbni Fazlan Seyahatnamesi, s. 3l, Çev. R. Şese17, İstanbul; 1975.
(5) Prof. Dr. Muharrem ~RGIN, Dede Korkut Kitabı, 1. s. 101, Ankara, 1989.
(6) _Abdurrahim Dede, Hah Trakya Türk Folkloru, s. 128, Ankara, 1978.
(7) Hüseyin DALLI, Kuzey Doğu Bulgaristan Türk Ağızları Üzerine Araştırmalar, s. 34, An-kara (tarihsiz). ·
(8) Ehliman Ahınıdov, Azerbeycan Halk Yazını Örnekleri, s. 458, Aktaran: Semih TEZCAN, Ankara, 1978. · .
(9) Abdülkadir iNAN, Türklerde Su Kültü İle İlgili Gelenekler, s. 492 vd .. Makaleler ve incele-· meler, Ankara, 1968. ·
(10) Ümmühani PARLA YÜKSEL, Okur Yazar Değil, Alanya-Karakocalı, 1338 doğıimlu.
(11) Hatice KULOÖLU, Okur Yazar Değil, Alanya-Cikcilli, 1943 doğumlu.
52
SAYI 393 A.R. GÖNÜLLÜ
(12) Pembe GÖNÜLLÜ, Okur Yazar Değil, Alanya 1928 doğumlu.
(13) Nezihe YÜCESAN, Okur-Yazar, Alanya 1959 doğumlu. :•
( 14) Durdane DUMANSIZ. Okur Yazar, Alanya 1949 doğumlu.
(15) Nimet AKSOY, Okur Yazar Değil, Alanya 1930 doğumlu.
( 16) Mehmet DÜŞÜNCELi, Okur Yazar, AICl!lya 1910 doğumlu.
· ( 17) Ayşe ÖZER, Okur Yazar Değil, Alanya-Çam yolu 1940 doğumlu.
YIL XXXIV
(18) Ali Rıza GÖNÜLLÜ, Ala nya'dan Derlenen Kırklama Pratikleri, Erciyes dergisi, sayı: 159, s. 3 1, Ankara Mart, 1991.
( 19) Rabia GÜRBÜZ, Okur Yazar Değil, Al:ınya-Dereköyü,·1938 doğumlu.
(20) Emine ŞEN, Okur Yazar Değil, Alanya 1907 doğumlu.
53
Recommended